tag:blogger.com,1999:blog-52814899893418094102024-02-20T23:50:19.750-08:00Ali SefünçMizahi yazılarım ve fotoğraflarımla hayatı okuyuş biçimimi paylaşmak için... Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.comBlogger113125tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-67877259621536563232016-01-08T13:29:00.001-08:002016-01-08T13:31:51.992-08:00Hayatın Resimleri - Hurda<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVPI6YahS6WF_ONG-n1eNK3K6_8PZ7lORQHT647tHMf2kl0yG58xwJxiYQfWtHDfBUi1g1_o84dZP8uFs5BG0FpViaEwkcjHEeH5msQyJVXTWr-Wf5RSG0l9dps06J9bYSGALumD9s_3ff/s1600/%25C5%259Fehir+2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVPI6YahS6WF_ONG-n1eNK3K6_8PZ7lORQHT647tHMf2kl0yG58xwJxiYQfWtHDfBUi1g1_o84dZP8uFs5BG0FpViaEwkcjHEeH5msQyJVXTWr-Wf5RSG0l9dps06J9bYSGALumD9s_3ff/s640/%25C5%259Fehir+2.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPRPGvz43oCKcR2z_0BATA7FOjefaNleVry_GKulcFyQr8Dtnlhg8E4ZY8rG7R22Ip2pIjCfzxdaqjF9RpjBpRByWR_o0fD4JAP264wBE2OLJZnU-X2jA5f3rrYttUKz0JOoQIF-m0XwvS/s1600/%25C5%259Fehir.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPRPGvz43oCKcR2z_0BATA7FOjefaNleVry_GKulcFyQr8Dtnlhg8E4ZY8rG7R22Ip2pIjCfzxdaqjF9RpjBpRByWR_o0fD4JAP264wBE2OLJZnU-X2jA5f3rrYttUKz0JOoQIF-m0XwvS/s640/%25C5%259Fehir.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzp2HdwQgJTlqdDdpbIijpdiXWX8ZXMt56A0BYegr0ub0UsBu_aFCuQb4wmtQ-VhXnKJHJ_2iniXdxSjIiAb6EfXHTIoeAo0T5as7abSLJFdiHZ047h0ZXC_y5THoeEFbQbMiTUhDojHjo/s1600/10360254_10152471486019868_1781633457994174982_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzp2HdwQgJTlqdDdpbIijpdiXWX8ZXMt56A0BYegr0ub0UsBu_aFCuQb4wmtQ-VhXnKJHJ_2iniXdxSjIiAb6EfXHTIoeAo0T5as7abSLJFdiHZ047h0ZXC_y5THoeEFbQbMiTUhDojHjo/s640/10360254_10152471486019868_1781633457994174982_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-648519762289679762016-01-08T13:11:00.000-08:002016-09-13T03:26:48.841-07:00Prof. H. Pokus'un Günlüğü - 16: Yabancı Üzüntüsü<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjb3E3JMqDLd2-RP2RT_oqFBJjm2dAgc-fA-obeHWWE5TGAmDy6Ge5Dvc18t53y9fovdsxDCAl0kw08ZCHq6mYbLyrlmB4BnORF610r5RqjVz4OVY-gWpIjbdojRv4tir5TpZWBMfXPHmEx/s1600/POKUS.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjb3E3JMqDLd2-RP2RT_oqFBJjm2dAgc-fA-obeHWWE5TGAmDy6Ge5Dvc18t53y9fovdsxDCAl0kw08ZCHq6mYbLyrlmB4BnORF610r5RqjVz4OVY-gWpIjbdojRv4tir5TpZWBMfXPHmEx/s200/POKUS.jpg" width="189" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><div align="center" class="MsoNormal">
<span style="font-size: 8.0pt;">Günlükleri ele geçirilen Prof. H. POKUS'un<o:p></o:p></span></div>
<div align="center" class="MsoNormal">
<span style="font-size: 8.0pt;">Türkiye'de bir üniversitede kaçak çalıştığı sanılıyor..<o:p></o:p></span></div>
</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
2015'in son günü işten çıkarıldım. Rektör üzülmememi
söyledi. Üniversite zaten iktidar tarafından kapatılacakmış. Kaçak çalıştığım
için tazminat vermediler. Bu bir şansmış, böylece tutuklanmaktan kurtulmuşum.
Hemen mutlu oldum. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Birçok Türk akademisyen arkadaş da aynı gün işsiz kaldı. Onlar kendi
durumlarına değil, benim için çok üzüldüler. Boynuma sarılıp ağlayanlar vardı.
Aralarında para topladılar, zorla yan cebime sokuşturdular. Duygulandım. Ayrıca
hindi ve içkisiz yılbaşı sepeti <a href="http://www.netfikir.net/">hediye</a> ettiler. Türkler çok değişti, artık
yalnızca yabancılar için üzülüyorlar. Kendi durumlarını iyi sanıyorlar. Bunu
nasıl başardıklarını bilmiyorum. Acıyıp Suriyeli dilencilere sadaka veren Türk
dilenci bile varmış. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Yılbaşı öncesi yayılan intihar bombacısı haberleri korku yarattı. Sokağa çıkma
cesareti azaldı. Galata'da oturan kalabalık bir grubun John'un evinde
toplandığını duydum. Ben de katıldım. Boşanmış orta yaşlılar çoğunluktaydı.
Evin sahibi John, bir bodyguard kiralamıştı. Bodyguard elinde konuk listesiyle
kapıdaydı. Kimlik göstermeyenleri ve içki getirmeyenleri eve almadı. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Politika konuşanlar yüzünden gece tatsız başladı. Kandırılanlar ile
kandırılmayanlar arasındaki kavgayı John önledi. "Politika konuşmak
yasak!" diye bağırdı. "Yasak" denince, en kızgın Türk bile
sakinleşiyor. Yasakta mantık aranmıyor. 2015'in önemli olaylarının hepsi
kötüydü. Konuklardan biri 2016'ya, 2000 öncesi bir yıldaymışız gibi girmeyi
önerdi. Bu öneri sevinçle kabul edildi. Hayal kurup geriye gidenlerin neşesi biraz
arttı.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Çoğunluk, yarı tok gelmişti. Sehpaların üstünde bolca içki ve atıştırmalık
vardı. Aç gelenler çabuk sarhoş oldu. Yeni yıla dakikalar kalmıştı ama kimsede
heyecan yoktu. Apartman kapısında nöbet tutan bodyguard bir ara yukarı geldi.
Telaşlıydı, uyarıda bulundu. Sokakta Noel Baba kılığında canlı bombalar varmış.
Herkes pencerelere koştu. Sokakta yan yana duran beş tane Noel Baba gördük.
Bunda korkacak ne vardı? Geyikli arabaları yoktu ama hepsi kırmızı giysili ve
sakallıydı. Biz güldük, bodyguard gülmedi. "Siz hiç IŞİD'li gibi siyah
sakallı, torbasından elektrik kabloları sarkan Noel Baba gördünüz mü?"
diye sordu. Evet, Noel Baba beyaz sakallı olmalıydı. O an panik başladı.
Pencereyi açıp, "İmdaaaat, poliiiiisss," diye bağıranlar oldu. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Bunu duyan Noel Baba'lardan biri hızla apartmana daldı. Bombayı içeride
patlatacaktı sanki. Herkes saklanmak için mutfak ve tuvalete doğru koştu.
Ayağım halıya takıldı, yere düştüm, üzerimden geçtiler. Bodyguard ortalarda
yoktu. Bulunduğumuz kata gelen Noel Baba, "Allah için kapıyı açın
kafirler, cennete gidiyoruz!" diye bağırıyor, kapıya omuz atıyordu. Ben
sürünerek bir koltuğun arkasına saklanmak istedim. Saklanamadım çünkü orayı
bodyguard kapmıştı. Aniden beklenmedik bir şey oldu. Mutfaktan fırlayan iki
İngiliz kadın konuk, koşarak kapıyı açtı. Boşa omuz attığı için yere düşen Noel
Baba'nın üzerine atladılar. İngilizce olarak, "Bizi zincirle, seks kölesi
yap!" anlamında birşeyler söylüyor ve çığlıklar atıyorlardı.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Bombacı Noel Baba yerde, kadınlar üstündeydi. "Bırakın beni, boğuluyorum
ulan, ben İmdaaaaaat, " diye bağırdığını duydum. Az sonra, "Durun,
gıdıklanıyorum, cankurtaran yok mu, bu karılar beni elliyorlar!" sözlerini
duydum. O an sesinden tanıdım, bu bizim apartman görevlisi İmdat'tı. Araya girdim,
kadınları zorla uzaklaştırdım. İmdat, ter içindeydi. Takma siyah sakalını
indirdi. "Şakaydı Pokus Hocam, şaka. Sakın ha polisi aramayın!" dedi. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Gerçek anlaşılmıştı, İmdat ve o çevredeki apartman görevlileri, bizi korkutmak
istemişler. Bazı konuklar tansiyon ve dilaltı kalp ilaçlarını kullandı. İmdat'a
çok kızdım. Neden böyle bir aptallık yaptığını sordum. Tatil köylerinin havuz
kenarlarında katliamcı taklidi yapan animatörlere özenmişler. Suratı
kırmızıydı, ellenmek moralini bozmuştu. Yerde yatıyordu, kaldırmak istedim,
acıyla inledi. Üzerine atlayan kadınlar İmdat'ın ayağını kırmıştı. Onu bir
taksiyle hastaneye yolladık. Diğer Noel Baba'lar gelip özür dilediler. Yalnızca
kadınları öptüler, 2-3 şişe içki alıp gittiler. İki İngiliz kadın da onların
peşinden gitti. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Az korktuğumu fark ettim. Giderek kaderci oluyorum sanki. Bu
tür saldırılarda rehin düşme riski var. İslam ülkesinde yaşayan her Hıristiyan
benim gibi yapmalı. Kelime-i şahadet getirmeyi ve birkaç namaz duası okumayı
bilmeli. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Ortalık sakinleşti. Dedikodu başladı. İki İngiliz kadının Suriye'ye geçmek için
Türkiye'ye geldikleri söyleniyordu. Acayip deneyimler peşindelermiş. John şoka
girmişti. Türk arkadaşlarımızdan biri onu tokatlayarak kendine getirdi. Yere
devrilen eşyalar kaldırıldı, boşalan kadehleri doldurduk. Yeni yıla gireli çok
olmuştu, gerisayımı kaçırmıştık.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Türk kadın ve erkekler ayrı ayrı gruplaştılar. Ben kadınların yakınındaydım.
Ruh hallerini anlayamıyordum. Bazen ağlıyor, bazen eski sevgililerine küfürler
ediyorlardı. Bir ara kahkaha krizine girdiler. İmdat'ı elle taciz etme
fırsatını kaçırdıkları içinmiş. Bana kötü baktıklarını fark ettim, yer
değiştirdim. Erkekler Türk solu, özgürlük, barış ve demokrasi konusunda kavga
ediyordu. Avrupalı konukların arasına karıştım. Onların konusu İslamofobi'ydi. </div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Türklerden biri caz müziğinin sesini kıstı, telefonundan oryantal müzik
dinletmeye başladı. Göbek atmak, Türklerin bütün üzüntülerini siliyor. Çılgınca
dans ettiler. Türkçe pop şarkılar çalarken göbek atmaktan yorulmuşlardı. Bir
kısmı koltuklara, bir kısmı yere oturdu. Sıra, hüzünlü şarkılardaydı.
"Dönülmez Akşamın Ufkundayız" şarkısını söylemeye başladılar. Bir
yakınları ölmüş gibiydiler. Suskunlaştılar. Eğlenmek için gösterdikleri bütün
çabalar boşa gitmişti. </div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br />
Oradan kurtulmalıydım. İmdat'ın durumunu bahane ettim, "Hastaneye
gidiyorum," dedim ve sokağa çıktım. Kartopu oynayanların arasında kaldım.
“Allah Allah,” diyerek birbirlerine buzlu kartopu atıyorlardı. Biri kafama
geldi, beynim sarsıldı. Polis müdahale edene kadar bir apartman girişine sığındım.
Sonra karşıma çıkan ilk bara girdim, cebime sıkıştırılan yardım parasını
bitirene kadar içtim. Kısa zamanda iş bulamazsam, ne yaparım? Nasılsa
yabancıyım, mutlaka yardım eden birileri çıkar. Türkiye’de kalıp kalmayacağım alacağım yardımların yüksekliğine bağlı..</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-88342116612936243982015-12-31T13:18:00.000-08:002016-01-08T13:32:16.935-08:00Hayatın Resimleri - Soyut Metal <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWHhB5K37yxkMHve2Sg5RL8vmnlrLhdMkU8IOCgemq_c4dhiCpScc5_bhoDGED6_AyQ6rAAel6KpamDyoyH78CQRrMyu2azNkCBNKF6Ro_OzeL7UGxbnoEPcQfBT3VXqHGLstZyKNZvvGR/s1600/abs%25C3%25BCrd+1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWHhB5K37yxkMHve2Sg5RL8vmnlrLhdMkU8IOCgemq_c4dhiCpScc5_bhoDGED6_AyQ6rAAel6KpamDyoyH78CQRrMyu2azNkCBNKF6Ro_OzeL7UGxbnoEPcQfBT3VXqHGLstZyKNZvvGR/s640/abs%25C3%25BCrd+1.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJ1u7R7SYERcjVD1yiat1qH8JEdYw8QzWi-4bGkWZcncI5vlvbMPPWNMxLKUwaPQr7hS96wwSj6LxjSif5zwHYzzvIBXvVOho6-0OSSUZiD5jJTb_YrFytxk4NnXvZAKrYrBvall2NiONS/s1600/abs%25C3%25BCrd+2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="476" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJ1u7R7SYERcjVD1yiat1qH8JEdYw8QzWi-4bGkWZcncI5vlvbMPPWNMxLKUwaPQr7hS96wwSj6LxjSif5zwHYzzvIBXvVOho6-0OSSUZiD5jJTb_YrFytxk4NnXvZAKrYrBvall2NiONS/s640/abs%25C3%25BCrd+2.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHjxSWDvKjV12xf2HyjfaJtb2-zXejyXAVKRoE96h8Oo3HFrmZebF3473kBnhhbjeMYCq8ol25K1yHcwaN-oFpPtiDEhvctjQbZho4Hr9FYVGsutDQxJ36W-fpTZFS4cFah9D5uSfC17ix/s1600/abs%25C3%25BCrd.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHjxSWDvKjV12xf2HyjfaJtb2-zXejyXAVKRoE96h8Oo3HFrmZebF3473kBnhhbjeMYCq8ol25K1yHcwaN-oFpPtiDEhvctjQbZho4Hr9FYVGsutDQxJ36W-fpTZFS4cFah9D5uSfC17ix/s640/abs%25C3%25BCrd.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeqHRJwYgW9zLeJpkpu2wrTeBW9J6IvRgOlJU5Ks-wN-icCPC300H9wv9-jVZWTks5opTDFMTywY83YtUc2FwrnLV72rAkGKuPIiiTkUU_bbM3ijbMKWjxG2aMKKR6JckhZwo_8NXpxsOP/s1600/abs%25C3%25BCrd+3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeqHRJwYgW9zLeJpkpu2wrTeBW9J6IvRgOlJU5Ks-wN-icCPC300H9wv9-jVZWTks5opTDFMTywY83YtUc2FwrnLV72rAkGKuPIiiTkUU_bbM3ijbMKWjxG2aMKKR6JckhZwo_8NXpxsOP/s640/abs%25C3%25BCrd+3.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-17224758772742812092015-12-10T07:55:00.000-08:002015-12-10T07:55:06.961-08:00Prof. H. Pokus'un Günlüğü - 15: Zihin Açıklığı<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_qV6B5_HnqOs0Hp_0yIklVz-cVRd0M9NAGcm2hg31MRFXAf2wDgKgOYZ3p1spiZ3QJ7lDwenU2pQfXv9am7KsUSbrfqHR_dZr-mnV8Fy_3aUTzwE9ghl3QGfr0SD1Yh53Kh26QeF-mI8K/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_qV6B5_HnqOs0Hp_0yIklVz-cVRd0M9NAGcm2hg31MRFXAf2wDgKgOYZ3p1spiZ3QJ7lDwenU2pQfXv9am7KsUSbrfqHR_dZr-mnV8Fy_3aUTzwE9ghl3QGfr0SD1Yh53Kh26QeF-mI8K/s320/profpokus.jpg" width="303" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><div class="MsoNormal" style="background-color: #eef8fc; color: #6e1e2f; font-family: Georgia, Utopia, 'Palatino Linotype', Palatino, serif; font-size: 12.32px; line-height: 15.68px;">
<o:p> </o:p><span style="font-size: 12.8px;">Günlükleri ele geçirilen Prof. H. POKUS'un</span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: #eef8fc; color: #6e1e2f; font-family: Georgia, Utopia, 'Palatino Linotype', Palatino, serif; font-size: 12.32px; line-height: 15.68px;">
Türkiye'de bir üniversitede kaçak çalıştığı sanılıyor..</div>
</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal">
Kış geldi, sinemaya gitme zamanı. Korku filmlerini severim. Türkler korku filmi
çekemiyor. Nedenini sordum. Daha önce çekilen korku filmleri seyirciyi çok
güldürdüğü için olabilirmiş. Türkiye'de yaşanan hayat öyle korkunç ki, daha
korkunç bir film çekmeleri bence çok zor.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Biraz televizyon seyretsem, alışkanlıklarım değişiyor. Hasta
olmamak için bir aydır kelle paça çorbası içiyorum. Korkusuz olmak için de
yürek yiyorum. Paça çorbasını, Canan Karatay adlı bir profesörden öğrendim.
Yüreği ise, Rusya krizini yorumlarken, "Yürek yemiş kadar cesuruz,"
diyen bir gazeteciden öğrendim. Çorbanın yararı süper, bir aydır burnum bile
akmadı. Ne yazık ki, yüreğin bir yararını göremedim. Sokakta yürürken, metroya
binerken hala çok korkuyorum.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Prof. Karatay, etkili konuşuyor, otoriter... Başkan
olabilecek bir kadın. Ama Türkiye'de değil... Önemli kusurları var: Hastalarını
düşünüyor, yalan söylemeyi bilmiyor, çok bilgi veriyor. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Televizyonlar, şifalı yiyecek programlarıyla dolu. Günlük
önerilen miktarları liste yaptım. O kadar yiyeceği fil bile yiyemez. Bazı
önerilere karşı durmak imkansız. İsmini anımsamakta zorlandığım bir Türk
akademisyen arkadaş, pirinç önerdi. Zihin açarmış... O akşam 3 tabak pilav
yedim. Ertesi gün arkadaşımın ismini yine unuttum. Hata bendeymiş, yanlış
anlamışım. Pilav yemek değil, okunmuş pirinç yutmak zihin açıyormuş. Üç gün
sonra Mirzahcan Zübeyir'in benim için okuttuğu pirinçleri yuttum, ama yine de ismini
ajandamdaki nota bakmadan anımsayamıyorum.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-60617778632896796192015-12-05T13:38:00.003-08:002016-01-08T13:32:33.844-08:00Hayatın Resimleri - Sonbahar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtJ2P4exqF3GeLijxvTsqV4glId2flQi_jmszXKSvOUzg1fO1ho5fkh5v5W9zk6xcsFZ-n9Ii1-1i8-wHaXFABdD_aPK0Wo4QN2FlUJkK8mGUIvM93E8MtG8t13F5xeVPwV1M_7r-QPr7C/s1600/ali.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtJ2P4exqF3GeLijxvTsqV4glId2flQi_jmszXKSvOUzg1fO1ho5fkh5v5W9zk6xcsFZ-n9Ii1-1i8-wHaXFABdD_aPK0Wo4QN2FlUJkK8mGUIvM93E8MtG8t13F5xeVPwV1M_7r-QPr7C/s640/ali.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7avcmdr87BFefojUf113Csqn-qqkj7EqPD7zm7PVk019VeYYv6cYPvu-fRHmSPV2z1MH_ojbeWQkwatZ6Cqm0-pXuylzhZYOo5A43C9Wsmxn7sgqlKz64ZnqKdl6oFZd6rKq225tnHTI_/s1600/ali2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="476" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7avcmdr87BFefojUf113Csqn-qqkj7EqPD7zm7PVk019VeYYv6cYPvu-fRHmSPV2z1MH_ojbeWQkwatZ6Cqm0-pXuylzhZYOo5A43C9Wsmxn7sgqlKz64ZnqKdl6oFZd6rKq225tnHTI_/s640/ali2.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjI7gH7e_oBs99RBeNPGcnkblGAQf_dIsefmesy-wMLty3ff-bnlwyncUeTRh0mzHiPwWAaz8aAKXM3INWtzPzpuMJ8xuTrVJn48bT-pqdtITkG9_NNML6oAfeT8107yecuMN9SwSeYPDLv/s1600/ali3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjI7gH7e_oBs99RBeNPGcnkblGAQf_dIsefmesy-wMLty3ff-bnlwyncUeTRh0mzHiPwWAaz8aAKXM3INWtzPzpuMJ8xuTrVJn48bT-pqdtITkG9_NNML6oAfeT8107yecuMN9SwSeYPDLv/s640/ali3.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-58188867806970147492015-12-03T02:39:00.001-08:002015-12-03T02:39:29.221-08:00Prof. H. Pokus'un Günlüğü - 14: "İmdat casus!"<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgH5ZSDGEHkPp2KkE76PdXZ18u0uFWJ98FsgQ1Ja38ktURa_pNbcSoy4k468pWOCzI2Q_V9MDVS-8Rv3ScDUWjeT7hQC2AygTOWu7ntv5881tfIIH-C-ptUXrK8xRFNp1Fgb0JT2I8IjFcF/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgH5ZSDGEHkPp2KkE76PdXZ18u0uFWJ98FsgQ1Ja38ktURa_pNbcSoy4k468pWOCzI2Q_V9MDVS-8Rv3ScDUWjeT7hQC2AygTOWu7ntv5881tfIIH-C-ptUXrK8xRFNp1Fgb0JT2I8IjFcF/s320/profpokus.jpg" width="303" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><div class="MsoNormal">
<o:p> </o:p><span style="font-size: 12.8px;">Günlükleri ele geçirilen Prof. H. POKUS'un</span></div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye'de bir üniversitede kaçak çalıştığı sanılıyor..</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal">
<br />Türkiye çok karıştı. Tv haberlerinde, mermiden hızlı koştuğu için polislerin 2
metre uzaktan vuramadığı bir katil gördüm. Bu, silah üreticilerinin araştırması
gereken bir mucize. Rus uçağı düşürüldü, tansiyon yükseldi, domates ucuzladı.
Keşke çok sevdiğim patlıcan ucuzlasaydı.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
Putin sertleşti. Türk hükümeti zor durumda kalınca, subaylar ve gazeteciler casusluktan
tutuklandı. Muhalif TV kanalı kalmadı gibi. Bir kanalı 3 saat izledim, hiçbir
şey anlamadım. Politik programların konukları, genellikle yaşlı insanlar.
Sürekli, "Böyle bir şey olabilir mi?" diyorlardı. Onları dinlerken
uykum geldi, kahve içmesem, programı sonuna kadar izleyemezdim. Program bitti,
uykum kaçtı. Sinema filmi kadar uzun süren reklamlara dayanamadım; 4 tava, 1
fincan seti ve 10 ceviz fidanı satın aldım.</div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br />
Sahte içkiden ölümler devam ediyor. Türkiye'deki Amerika temsilciliklerinin
vatandaşlarına viski satma zamanı geldi. Türk arkadaşlarımın hediye ettiği
viskileri çöpe atıyordum ama seçimden sonra o hediyeler de kesildi. Apartman
görevlisi İmdat'ın çöplerimi karıştırdığını, "Pokus hocam, sana viski
hediye etmiyorlar galiba, arkadaşlarını niye küstürdün?" diye çıkıştığında
anladım. Çöpleri toplarken, türkü söylemiyor artık. İmdat, casus gibi, özel
belge ve mektuplarımı yok etmek için eve kağıt öğütücüsü aldım.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-49410629604656596052015-11-29T08:07:00.003-08:002015-11-29T08:26:20.367-08:00Hayatın Resimleri - Daireler<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5-ZIXCCE9W7c9W_nTt5DiT67GZ6yR7Gj8AbybnuLn31UseRidmRd5GEBVpk6pdl4mdwMKnOdzhil8aDk_FtLhJwtXY3pVfkMyrQDOBeuaqCV-HZ_FZWOlDgseoo4bUYfJqtCGXxEo0dMa/s1600/daire1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5-ZIXCCE9W7c9W_nTt5DiT67GZ6yR7Gj8AbybnuLn31UseRidmRd5GEBVpk6pdl4mdwMKnOdzhil8aDk_FtLhJwtXY3pVfkMyrQDOBeuaqCV-HZ_FZWOlDgseoo4bUYfJqtCGXxEo0dMa/s640/daire1.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiE3_DUmDtWFXy57M5GMasGMUENZ_GubDVzsZI__1dBEMKnc1RXXoahmy5agX9w_ldbyAXpSvmuUglKKwMVlOueyy-hdWJhuu6FshH0y5q4tqeTjnFqKr5qIbUWlRFtWr7jBE_KEi9dIjOn/s1600/daire4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiE3_DUmDtWFXy57M5GMasGMUENZ_GubDVzsZI__1dBEMKnc1RXXoahmy5agX9w_ldbyAXpSvmuUglKKwMVlOueyy-hdWJhuu6FshH0y5q4tqeTjnFqKr5qIbUWlRFtWr7jBE_KEi9dIjOn/s640/daire4.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_tuDM16246_XO9US1qelgoYPD2RrcCXTMvi6Lf4tyo4SRRWej5jgwPR8uEywhC9MHKcp348T6AbzR2IKU83Z6qZ3IkpJZq7i86QwSSw8iwPVPZZTZWfcSFhPIpDn_qGsRjJC3upJwf0at/s1600/daire2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_tuDM16246_XO9US1qelgoYPD2RrcCXTMvi6Lf4tyo4SRRWej5jgwPR8uEywhC9MHKcp348T6AbzR2IKU83Z6qZ3IkpJZq7i86QwSSw8iwPVPZZTZWfcSFhPIpDn_qGsRjJC3upJwf0at/s640/daire2.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6ubNgsSa5kWcnx_16Htnv5p1gIUh3Vf0ozvlylzvjadC-Nsf1rhKQyKRHGOgPfIkjZNbVwzHSo3s1-qw5JOBB8LHz55iLBhCk3MlihqHHdODysudjkjiZfR0gDgJ20QYi4inAgUPgZphT/s1600/daire3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="481" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6ubNgsSa5kWcnx_16Htnv5p1gIUh3Vf0ozvlylzvjadC-Nsf1rhKQyKRHGOgPfIkjZNbVwzHSo3s1-qw5JOBB8LHz55iLBhCk3MlihqHHdODysudjkjiZfR0gDgJ20QYi4inAgUPgZphT/s640/daire3.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-81488883811502683222015-10-29T10:03:00.001-07:002015-10-29T10:06:23.766-07:00Prof.H. POKUS'un Günlüğü - 13: "Göç Haritası"<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBJO5sW2603H8fh1LCQp6H5JNFd2HkYqwdThWYal14ra5AKRdbug5F_PL5oPjy-R2wF9pVeWXKyYG337sGdOOPbiavmV-Bv_McaXLsBL-8vsCKCa69mJz_qxNIg5SsirfYg6VjZ4gKu2RC/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBJO5sW2603H8fh1LCQp6H5JNFd2HkYqwdThWYal14ra5AKRdbug5F_PL5oPjy-R2wF9pVeWXKyYG337sGdOOPbiavmV-Bv_McaXLsBL-8vsCKCa69mJz_qxNIg5SsirfYg6VjZ4gKu2RC/s320/profpokus.jpg" width="303" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Günlükleri ele geçirilen Prof. H. POKUS'un<br />
Türkiye'de bir üniversitede kaçak çalıştığı sanılıyor..</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Türkiye’de yaşamak hiç durmadan yolculuk
yapmaya benziyor. Ben aynı yerdeyim, çevremdekiler hızla değişiyor. Yeni
tanıştıklarımın ismini öğrenmekten yoruldum. Çoğunun ismi Arapça. Apartman
boşluğundan gelen sesler ve kokular değişti.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Türkler, göç etmeden yaşayamıyor. Geçen
hafta apartmandan iki aile taşındı. İstanbul dışına çıkmışlar. Kentli gençler
Batı ülkelerine, onların anne-babaları Ayvalık, Bodrum gibi yerlere göç ediyorlar.
Bodrum, yakında büyük şehir olacakmış. Bir üniversite açılırsa, ben de oraya
gideceğim.</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Kapıcımız İmdat söyledi, köylerde üretim
bitmiş. Köylü gençler büyük şehirlere göç ediyormuş. Yaşlılar ise köyde
kalıyormuş. Zamanı gelince onlar da Ahiret denen bir yere göç edermiş. </span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">İmdat’tan
Ahiret denen yeri haritada göstermesini istedim, gülme krizine girdi. Türkiye’nin
göç haritası çok karışık. Her hafta değişiyor. </span><span style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Apartmanın tek değişmeyen ismi, İmdat. İstanbul’a
göç eden köylülerinin ona ihtiyacı varmış, şehri terk edemezmiş. Onlara 2 aylık
ücret karşılığı iş, bir aylık kira karşılığı ev buluyormuş. 5 yıl içinde Galata’da
kendi köy derneklerini kuracaklarmış. Bu yolla muhtarlık seçimini
kazanacağından emin. Türkiye’nin en uzun ömürlü örgütleri, köy dernekleri.
Kentliler örgütlenmeyi sevmiyor.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Türkiye’de yaşayanların çoğu iç savaştan
korkuyor. İç savaş çıkarsa, Yunan adalarına kaçacağım. Suriyelileri taşıyan bir
kaptanla anlaştım. Fiyat ucuz… Teknede ekmek arası köfte, tahin helvası ve
sınırsız enerji içeceği ücretsizmiş. Can yeleği yokmuş. Suda yüzebilen bir can
yeleği almam önerildi. Yeleğin batıp batmadığını küvette denemeliymiş. Evimde
küvet yok, duş teknesi var. Bir lastik tamircisine gitmem önerildi. İmdat, evindeki
jakuzide bu işi 5 liraya yapabileceğini söyledi. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">İç savaş konusunda akademisyen arkadaşlarım
çok kaygılı ama İmdat rahat. “Korkma Pokus Hocam, birkaç katliam falan olur ama
iç savaş çıkmaz!” diyor. Nasıl bu kadar emin olabildiğini sordum. O bana, “İç
savaş çok zor iş, uzun sürer, kim uğraşacak yahu,” diye cevap verdi. İmdat’a
göre iç savaşı yapacak taraflar, daha başlamadan kendi içlerinde bölünürmüş.
Halk, süreklilik isteyen işlerden çabuk bıkarmış. Türkiye’de iç savaş örgütleyen
ülkelerin işi çok zor.</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Okullar açıldı. Ülkem Amerika’nın derdi
katliam yapan çocuklar. Her katliamda 10-15 öğrenci ölüyor. Türkiye terörde
dünya birincisi. En başarılı katliamcılar, koyu Müslümanlar. Bir de otobüs şoförleri,
kadın düşmanı erkekler var. Gazeteci döven erkek haberleri artıyor gibi. Mafya’nın
yeni ilgi alanı, seçim mitingi yapmak.</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Türk halkı, Volkswagen skandalını hiç
önemsemedi. Türkiye’ye kusurlu araç satılmadığına inanıyorlar. Otomobilin
kusurunu 10 yıl sonra öğrenen biriyle tanıştım. Gerçeği, ikinci el piyasasında
öğrenmiş. Firmaya değil, gerçeği söyleyen adama çok kızıyordu. Otomobilinin
satış fiyatını düşürmüş, gururuyla oynamış.</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Türkiye, yorucu bir ülke. Son günlerde
yüzümdeki kırışıklıklar arttı. Saçlarım dökülüyor. Neyse ki İstanbul, Ortadoğu’nun
saç ekim merkezi. Taksim Meydanı saç ektirmiş Araplarla dolu. Müslümanların
saçları, daha çabuk dökülüyor sanki. İmdat, göz kapaklarını kaldırttı. Ameliyat
giderlerini devlet ödediği için yaptırmış. Göz kapağı düşüklüğü görmeyi
engeller diye sağlık sorunu sayılıyormuş. İmdat’ın göz kapakları düşük değildi,
gereksiz bir ameliyatı neden yaptırdığını sordum. “Bedava sirke, baldan
tatlıdır,” diye cevapladı. Para ödemeyeceği her ameliyata, gözü kapalı
girermiş. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;">Bedavacılık burada yaşanan sorunların
önemli bir kaynağı. Diğer bir kaynak,</span><span lang="TR" style="font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: 12pt;"> sahtecilik. Piyasa,
sahte ilaçla doluymuş. Plasebo etkisini ölçmek için daha ideal bir ülke bulmak
olanaksız. Bu kış, hastalanmamaya çalışacağım. Türkiye’de sahte olmayan çok az <a href="https://www.blogger.com/null" name="_GoBack"></a>şey var. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-91177160139809687972015-10-12T08:21:00.000-07:002015-12-05T13:39:49.770-08:00Hayatın Resimleri - Rengahenk<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5mg0AGOwoaPbxxPg7GltZ8EvHHrsozTubPFH82_dD2anx52xt_krtcNTs_MGO4fmGFA-BRTXBu8dAdXZQ3OJbJP-N2XVNLhl60B1Rb_ggbcbbk6BA6N806Ah_Sp397GTGZXVAXwHfWJOV/s1600/rengahenk1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="427" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5mg0AGOwoaPbxxPg7GltZ8EvHHrsozTubPFH82_dD2anx52xt_krtcNTs_MGO4fmGFA-BRTXBu8dAdXZQ3OJbJP-N2XVNLhl60B1Rb_ggbcbbk6BA6N806Ah_Sp397GTGZXVAXwHfWJOV/s640/rengahenk1.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTi4266VY8kuwqlVBNDgxFPmViDgrJ6oFgIXZjkzcsC1itfe7a_xBgPQpnPG_QM2Ksr-qJWD_WxT6jyDLJcthFjezZk8qQVA2-cmYjajHcQny9ZellWWUXggd54aDE9thpKjclAyXg9K8f/s1600/rengahenk2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="505" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTi4266VY8kuwqlVBNDgxFPmViDgrJ6oFgIXZjkzcsC1itfe7a_xBgPQpnPG_QM2Ksr-qJWD_WxT6jyDLJcthFjezZk8qQVA2-cmYjajHcQny9ZellWWUXggd54aDE9thpKjclAyXg9K8f/s640/rengahenk2.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-CBHPi3poJestBMm4mKl95Hjdmg3lg2kJtUuJhauFDfGjoUwe0JsMn737J7Qp8c4Eq70jh-G_h7_hg0B0lKYtcijlJtpsqwtCcaCCcGTAE946U8v-wmNNzn2JQZ-b1deJytjs4ul74OXH/s1600/rengahenk3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-CBHPi3poJestBMm4mKl95Hjdmg3lg2kJtUuJhauFDfGjoUwe0JsMn737J7Qp8c4Eq70jh-G_h7_hg0B0lKYtcijlJtpsqwtCcaCCcGTAE946U8v-wmNNzn2JQZ-b1deJytjs4ul74OXH/s640/rengahenk3.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhu42EP8FokjGz6aKpTQr0DVDJGDM7cwWYPEjii0bQ5fwe2gtjjyIZib5Gk6jCTr1h4_sYaWvG-7KuieA5A8HV4KI8He6np7jr2IDFJ_Gl3QSnV7oKVYLQJ5WTzaSHlNmhj-FjXzTpJDtgH/s1600/rengahenk4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhu42EP8FokjGz6aKpTQr0DVDJGDM7cwWYPEjii0bQ5fwe2gtjjyIZib5Gk6jCTr1h4_sYaWvG-7KuieA5A8HV4KI8He6np7jr2IDFJ_Gl3QSnV7oKVYLQJ5WTzaSHlNmhj-FjXzTpJDtgH/s640/rengahenk4.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-77757175231974411462015-09-25T14:58:00.005-07:002015-11-29T08:08:59.989-08:00Hayatın Resimleri - Kayalar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8MVJrcbSHv2EvsSNxu68lx-Ajl3U5oaadVP7V2m9jzyrKm73ahiZTVNoMl-nGdwYdcnHLJAUbcJdwt-xkjVGmjjk3JlHdQav4O824fmQ6-CuKRsfPJ3d4cD_-A1vIN-5kZaLZ9tCPA0S6/s1600/renk+ali1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8MVJrcbSHv2EvsSNxu68lx-Ajl3U5oaadVP7V2m9jzyrKm73ahiZTVNoMl-nGdwYdcnHLJAUbcJdwt-xkjVGmjjk3JlHdQav4O824fmQ6-CuKRsfPJ3d4cD_-A1vIN-5kZaLZ9tCPA0S6/s640/renk+ali1.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtX_caYNU2_cV4JBJ8e_eqm-xo4rbk2zY6ycbwHxt94j0Y0O8tDVWAS3nbQR8p1snkHpHvBxcmf6E4q4cmZE3MmoWkx0X1RVbTd9Bw8XVUMdyz9FQUdwhxmj11gM7rBkwYeg5Xx6No9LJ0/s1600/sb+ali1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtX_caYNU2_cV4JBJ8e_eqm-xo4rbk2zY6ycbwHxt94j0Y0O8tDVWAS3nbQR8p1snkHpHvBxcmf6E4q4cmZE3MmoWkx0X1RVbTd9Bw8XVUMdyz9FQUdwhxmj11gM7rBkwYeg5Xx6No9LJ0/s640/sb+ali1.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0w1dJ55Yc10y_hr_kPGenklA_wmxyhpmJovfS1A5OI1rXLBQ9Yi3KiRraDZU-8hBHWkAglIkQ8mnjDi_Vm5HsRfZer7iaVk2EbkSuWpVHgOpLUh7KPq0vaetnCYxShBFJcFh9_ZJ92i5T/s1600/sb+ali.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0w1dJ55Yc10y_hr_kPGenklA_wmxyhpmJovfS1A5OI1rXLBQ9Yi3KiRraDZU-8hBHWkAglIkQ8mnjDi_Vm5HsRfZer7iaVk2EbkSuWpVHgOpLUh7KPq0vaetnCYxShBFJcFh9_ZJ92i5T/s640/sb+ali.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJErdUT8Jx0b7tPc2vz3YqsO7k79gyZzvmfb4kd5TCiKPbZw-OUVlK8e-WN3jhueMaGQXozcf0-8ya6uVNywmre2cC1t1l7Eckp1qnwcLtU2CsfO3vS78F9IoA0qwqDAPsluUvz3-kkoTd/s1600/rennk.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJErdUT8Jx0b7tPc2vz3YqsO7k79gyZzvmfb4kd5TCiKPbZw-OUVlK8e-WN3jhueMaGQXozcf0-8ya6uVNywmre2cC1t1l7Eckp1qnwcLtU2CsfO3vS78F9IoA0qwqDAPsluUvz3-kkoTd/s640/rennk.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-31934697473820763552015-08-03T12:02:00.001-07:002015-09-13T15:10:06.383-07:00Prof. H. Pokus'un Günlüğü - 12: Yusuf Yusuf<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWNwtKAgdzF51h4R58uPok43geZV0qjY2z1-Ukic3Itp4UnMgJLltAS6tiRV45ZPemipnGWhIhrZPtFVjM2HwnKJRZNmYMTlTWzs2ncOpEXBad2MOmsRBWYaSgVV0Xuv1CdNkP9Ml-BOfr/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWNwtKAgdzF51h4R58uPok43geZV0qjY2z1-Ukic3Itp4UnMgJLltAS6tiRV45ZPemipnGWhIhrZPtFVjM2HwnKJRZNmYMTlTWzs2ncOpEXBad2MOmsRBWYaSgVV0Xuv1CdNkP9Ml-BOfr/s320/profpokus.jpg" width="303" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Günlükleri ele geçirilen Prof. H.Pokus'un <br />Türkiye'de bir üniversitede kaçak çalışan<br />bir akademisyen olduğu sanılıyor.</td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
Apartmandan çıkıyordum, görevlimiz İmdat’la karşılaştım.
Sıkıntılıydı. Ben selam verdim, o kafasını iki yana salladı, “Türkiye’nin
durumu çok kötü,” dedi. Dudak büktüm, tam anlayamadığımı belirttim. O, “Yusuf
Yusuf,” diye cevapladı. </div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
Yusuf Yusuf kimdi? Apartmana yeni mi taşınmıştı? Hangi
dairede oturduğunu sordum. Böyle biri yokmuş. Bu bir deyimmiş, altına edecek
kadar korkanlar için kullanılırmış. Kimlerin Yusuf Yusuf olduğunu merak ettim,
aldığım yanıt şaşırtıcıydı. Son günlerde Türkiye’nin % 99’u Yusuf Yusuf olmuş.</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<span lang="TR">Hazır yakalamışken, İmdat’tan seçim sonuçlarını
yorumlamasını istedim. Çoğunluğu yitiren iktidar partisi zaten Yusuf Yusuf’muş. </span>Bazı üyeleri hapse düşmekten bazıları da fakirleşmekten korkuyormuş.
Apartmandakiler ise o ilk günlerde mutluluk içindeymiş. Muhalif partilerin
anlaşıp hükümet kuracağını, demokrasinin güçleneceğini umuyorlarmış. İmdat’a göre seçimden sonraki birkaç hafta boyunca
sevişenlerin, neşeli fıkralar anlatanların sayısı olağanüstü artmış, facebook
arkadaşlarına küsenlerin sayısı ise azalmış.</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<span lang="TR">İmdat’ın çok özel bilgilere ulaşması ilginçti. Evlerimize
dinleme cihazı mı yerleştirmişti? Yüzümün aldığı şekilden düşüncelerimi hemen
anladı, “Bu aralar canlı bomba tehlikesi var, geceleri birkaç kere apartmanı
dolaşıyorum” dedi. Bu fedakârlığı bizim güvenliğimiz için yapıyormuş. Hem de
bahşiş beklemeden… Doğrusu ürktüm. O yine neler hissettiğimi anladı, “Mr.
Pokus, senin kapı çok kalın, dışarı ses gelmiyor,” sözleriyle beni rahatlatmaya
çalıştı. </span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<span lang="TR">İmdat’ın yorumları bitmemişti. Seçimden birkaç hafta sonra
muhalefet partilerinin niyeti belli olmuş. Bir parti iktidar partisini
kurtarmayı, diğeri ise dağdaki kadrolarına yakın durmayı seçmiş. Böylece
muhalif seçmenin hayalleri suya düşmüş, sevişmeler azalmış, suratlar tekrar
asılmış. Yalnızca iktidar partisi üyelerini değil, herkesi korku sarmış
böylece. </span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<span lang="TR">Halk terörden, muhalefet partileri hükümet kurmaktan,
iktidardakiler yargılanmaktan, İmdat ise işini Suriyelilere kaptırmaktan
korkuyormuş. Korkudan bilimsel açıklama yapamayan Türk akademisyen arkadaşlarım
var. “Allah beterinden korusun!” sözünün niçin çok sık kullanıldığını anladım.
Türkler, beteri yaşamaya alışmışlar. Yalnızca daha beterini istemiyorlar ama
mutlaka başlarına geliyor. Daha beteri, normal beter gibi algılama yetenekleri
gelişmiş. Türkiye’de herkes tehdit altında yaşıyor. Onlar böyle yaşamaya
alışkın ama ben değilim. Keşke Mısır üniversitelerinden birinde çalışsaymışım,
orası buradan çok daha güvenli… </span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;">
<span lang="TR">Yurtdışında okumak isteyen gençlerin sayısında artış var.
Hangi Amerikan üniversitesinin daha iyi olduğunu soruyorlar. Bilgi vermekten
yoruldum. İyi üniversiteleri sıraladığım listeyi öğrencilerime dağıttım. Bu
arada ben de Amerika’nın geleceği için Yusuf Yusuf olmaya başladım. Amerika’ya
giden Türk öğrenciler oldukça başarılı. Bu gençler Amerika’da kalırlarsa, üst
düzeylere kadar yükselebilirler. Ülkemin 20 yıl sonra Türkler tarafından
yönetilmesinden korkuyorum. Amerika’yı yöneten, dünyayı yönetir. Umarım
bizimkiler bu duruma bir önlem alır. Yoksa 20 yıl sonra dünya, Türkler
tarafından yönetilecek. <a href="https://www.blogger.com/null" name="_GoBack"></a>Amerikan Büyükelçiliği’ne bir
rapor hazırlamalıyım. Raporun başlığını, “Yasef Yasef” koyacağım. Raporuma önem
verilmesi için dipnotta Yusuf Yusuf olma deyimini kesinlikle anlatmalıyım.</span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-68862242986318987812015-08-02T08:31:00.000-07:002015-09-25T14:41:21.566-07:00Hayatın Resimleri - Denize Doğru<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9LkdyW14b9mPMUiuHxCeN8KhVwHN08TGjVGkVEfNLXA50DTaeWoab5DTfCKY1mdLBO96stPBjI4nNnpmQNci0Oj1tIedoMHH5AYbCxPOtzUKhjRGT9cz4Avo0BQQSD38oX-eGNIQi3Bzz/s1600/ali6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9LkdyW14b9mPMUiuHxCeN8KhVwHN08TGjVGkVEfNLXA50DTaeWoab5DTfCKY1mdLBO96stPBjI4nNnpmQNci0Oj1tIedoMHH5AYbCxPOtzUKhjRGT9cz4Avo0BQQSD38oX-eGNIQi3Bzz/s640/ali6.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8P1vkyeHCD4jKbBYlYP7ueOPfo7fTxHJGcBjVdfIxsLbZN7EZ2MTE-FokQn1p28LZQHfNxqSiBXWYtbdKeU13laou-ef72SjNZ8bUx3_TvEy1TCsMj5WN6Xzen0ad2V7zaREWlgBM3o08/s1600/ali3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8P1vkyeHCD4jKbBYlYP7ueOPfo7fTxHJGcBjVdfIxsLbZN7EZ2MTE-FokQn1p28LZQHfNxqSiBXWYtbdKeU13laou-ef72SjNZ8bUx3_TvEy1TCsMj5WN6Xzen0ad2V7zaREWlgBM3o08/s640/ali3.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZZKAkHOz1MihQ34smRQ6QJS7UCwSQOSmTc2NJdbqij9ba8g7sASdUYzFG8gfO3eIl528f2cQx8yVVtG5xwNeoTu9gsKlL8SuBOR0XW_-DYNze3MvGbuxhGscdTu8gci1qUCtNfSThKF79/s1600/d2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZZKAkHOz1MihQ34smRQ6QJS7UCwSQOSmTc2NJdbqij9ba8g7sASdUYzFG8gfO3eIl528f2cQx8yVVtG5xwNeoTu9gsKlL8SuBOR0XW_-DYNze3MvGbuxhGscdTu8gci1qUCtNfSThKF79/s640/d2.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVDNMK2989DfvUnGhiqcbMZLzRE1bQg3yzHRUhFOhOiQ119DJPNIeUqEn_oHADIWMGZQYQwen5JcCXq5rZezVL778nI54yU-rKN72MRAw7BBkHwKqpAxEKgVkqphoyE7gBP_ySGFJxdkfS/s1600/d4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVDNMK2989DfvUnGhiqcbMZLzRE1bQg3yzHRUhFOhOiQ119DJPNIeUqEn_oHADIWMGZQYQwen5JcCXq5rZezVL778nI54yU-rKN72MRAw7BBkHwKqpAxEKgVkqphoyE7gBP_ySGFJxdkfS/s640/d4.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibvVWxvl9t6E_x5V2M2O9Ed8sI-6ylqI_hMqi7v6V4_Qbl0qhheR8RCp14Y-cS4YtoGSjyMJZQ4Ppr3UQ8InKNvgr0F8enUqajWygiyUDa1iixRcFMLDqFiC8lFwQxbfQQyETq6rgABLT4/s1600/d5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibvVWxvl9t6E_x5V2M2O9Ed8sI-6ylqI_hMqi7v6V4_Qbl0qhheR8RCp14Y-cS4YtoGSjyMJZQ4Ppr3UQ8InKNvgr0F8enUqajWygiyUDa1iixRcFMLDqFiC8lFwQxbfQQyETq6rgABLT4/s640/d5.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-14605024534288611652015-06-04T12:53:00.000-07:002015-09-13T15:10:06.370-07:00Prof. H. Pokus'un Günlüğü - 11: Patates<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixR14jThe4D9CAjdV1Yl0aaj71i5BKbdhf2DEMebUjFc7sWcb5T3TnDVaGhrbE45JGlUQVw-PFiCz14_JT98kne7lXR3H1obgelSiALeevIzxgcPH8kV6u7KItaTHfla62sppcd3-yM0qY/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixR14jThe4D9CAjdV1Yl0aaj71i5BKbdhf2DEMebUjFc7sWcb5T3TnDVaGhrbE45JGlUQVw-PFiCz14_JT98kne7lXR3H1obgelSiALeevIzxgcPH8kV6u7KItaTHfla62sppcd3-yM0qY/s320/profpokus.jpg" width="303" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><div class="MsoNormal">
Günlükleri ele geçirilen Prof. H. POKUS'un<br />
Türkiye'de bir üniversitede kaçak çalışan Amerikalı<br />
bir akademisyen olduğu sanılıyor.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal">
Türklerin yatırım anlayışı şaşırtıcı… Zirvede patates var.
Politika da çok verimli bir alanmış… Araştırdım, politik yatırımın masrafı
çok, patates stoklamanın ki az… Yanlış partiye yatırım yapan kaybediyor
ama eldeki bütün patatesler kazandırıyor. Yatırım haberlerinin
çoğunu, apartman görevlimiz İ mdat’tan alıyorum. O, gerçekten crazy bir
yatırımcı. Aylar önce petrol fiyatları düştüğünde, bodruma bidonlarla benzin
stoğu yapmak için bana ortaklık önerdi.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
“Benzin fiyatı her yerde düşerken, Türkiye’de yükselir,”
demişti. Haklıymış… Yangın çıkar diye benzine itiraz ettim, mazot
stoklamayı önerdi, çünkü zor yanarmış, inanmadım. Keşke inansaymışım, 5 dakika
sonra elinde yarım kova mazotla kapıma geldi, yanan sigarasını
mazotun içine attı, ben korkudan bayılmışım. Ayıldığımda, her tarafım
kolonya kokuyordu. İmdat, "Mazot, cıgara izmaritiyle yansaydı,
ayılmadan öbür dünyaya giderdin," diyerek beni teselli etti. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye, çok heyecan verici… Burada, isteyen herkes
yatırımcı olabiliyor. Benzin yatırımı, hayatımda kaçırdığım ilk büyük yatırım
fırsatıdır. Patatesi denemek isterim ama korkuyorum. Fiyatı, değerli maden
düzeyinde, ya birden düşerse! Bir ay önce karnabahar zirvedeydi, şimdi adı
geçmiyor. Burada o kadar çok fırsat var ki, insan hangisini seçeceğini
bilemiyor. Türklerin kalp krizi geçirme oranı yüksek. Kaçırılan bunca
fırsata kalp mi dayanır?</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bir insanın yatırım malı olacağına inanmazdım ama burada
mümkünmüş. Beni, yabancı profesörler zirvesine çağırdılar. Zirve, saraydaymış.
Gittim, sarayın içi takım elbise, bıyıklı insan doluydu. Yabancı profesör
arkadaşlarımı göremeyince, şaşırdım. Bir grup gazeteci ansızın çevremi
sardı. Kameralar çalışıyor, fotoğraflarım çekiliyordu. Az sonra bir mikrofon
uzatıldı, saray hakkındaki düşüncelerim soruldu. Tarihi bir saray olmadığı için
ne diyeceğimi bilemedim.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Medya çalışanları hakkımda yorumlar yapmaya başladılar. Çok
yakışıklıymışım, ben de reklam yüzü varmış. Bir televizyoncu, nerenin muhtarı
olduğumu sordu. Yabancı akademisyenler zirvesi için gelen bir profesör
olduğumu söyledim, somurttular. İçlerinden biri sevinçle bağırdı, “Seni muhtar
adayı yapalım hocam,” dedi. Ertesi günün ortak manşetini, hemen yanı başımda
belirlediler: “Yabancı profesör saraydan etkilendi, muhtar olmaya karar verdi,”
başlığını şaka sandım ama değilmiş. Gazetelerin ilk sayfasında aynı manşetle
yer aldım, utandım. Umarım Amerikan medyası bu haberi atlar.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Yabancı profesörler zirvesi ertesi günmüş. Oradan hemen
uzaklaşmak istedim, beceremedim. Toplantı bitmeden saraydan hiç kimse
ayrılamazmış. Güvenlikçiler koluma girdi, beni zorla toplantı salonuna
soktular. Muhtarları izlemekten, konuşmacının ne dediğini anlamadım. Ertesi
günkü yabancı profesörler toplantısına katılmadan İstanbul’a döndüm. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Beni kara listeye almışlar, bir politikacı telefon
etti, "Kaç paralık adamsın? Sana gününü gösteririz!" dedi. Burada her
insanın bir fiyatı olduğuna inanılıyor. Verecek cevap bulamadım. Başka ülkelerde yeni
iş aramaya başladım, internete ilan verdim. Başımdan geçenleri İmdat’a anlattım. O bana, “Sen bittin Mr. Pokus!” dedi. Ben artık
profesör değil, bir seçim yatırımı sayılırmışım. Mutlaka bir biçimde
kullanılırmışım. Bu felaketi fırsata çevirmek için fiyatımı belirlemem
şartmış. Hem de hiç geciktirmeden. </div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-24472585020588731882015-04-14T14:50:00.000-07:002015-11-29T08:09:45.421-08:00Hayatın Resimleri - Kayalar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdMPKZQcIHguw0CzqbRuIPaQo8BJ5WO0033bcHT5RoNEAHvsG9XJ_M_MFWbBZARAjLlZNv8VthQkRLLm-AiwAHsU1DbHHfyzgzsJqHQwHbb_evogd3C2KB2ffsbuucigHY6l7fNikDEBO6/s1600/uzysal.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdMPKZQcIHguw0CzqbRuIPaQo8BJ5WO0033bcHT5RoNEAHvsG9XJ_M_MFWbBZARAjLlZNv8VthQkRLLm-AiwAHsU1DbHHfyzgzsJqHQwHbb_evogd3C2KB2ffsbuucigHY6l7fNikDEBO6/s640/uzysal.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqOhVvLbvGA4cBWcIBqyU_r3q9rNIa7W_b0VkGmYpK9Ou1DcepztT6Rwi_upA18enNFR-47c1gCCPTnrQoUPFf6CisJmdfvyLLA8Y5O_Fz8g4-KAQxbb6K7RjyyhHv8BQUuDDnhJCoD0tO/s1600/renk.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqOhVvLbvGA4cBWcIBqyU_r3q9rNIa7W_b0VkGmYpK9Ou1DcepztT6Rwi_upA18enNFR-47c1gCCPTnrQoUPFf6CisJmdfvyLLA8Y5O_Fz8g4-KAQxbb6K7RjyyhHv8BQUuDDnhJCoD0tO/s640/renk.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuS8go3Fx1admQsa7MkEeNd1I0XVgewLnC0V_gTG4dQ2Zq55RBAEsxP2S-IKJ6_GCZ-J4sJ48O8SGQkD_sGZ9fZ5-njHInBqxxQs6lzJ3AdaIe8fWX3DqOpFHmCiXbGEgZ0DnEYbHbSJYK/s1600/renka.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuS8go3Fx1admQsa7MkEeNd1I0XVgewLnC0V_gTG4dQ2Zq55RBAEsxP2S-IKJ6_GCZ-J4sJ48O8SGQkD_sGZ9fZ5-njHInBqxxQs6lzJ3AdaIe8fWX3DqOpFHmCiXbGEgZ0DnEYbHbSJYK/s640/renka.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-34307612633635672442015-03-19T09:22:00.003-07:002015-09-13T15:10:06.390-07:00Prof. H. Pokus'un Günlüğü - 10: Lahmacun<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibM2Dm8leyvGkVvPrbQ-ZLOP96QGl0HY-EJUrzw-VkT50EZ_roAXeJojuvtzfy7GN-Txq-ASsXIBSoLiTIN63dIRds2WBeUvge4k-MX1VvACaqg7CmkPRQtpQCPqjS2w67E0_bSMFeEy5t/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibM2Dm8leyvGkVvPrbQ-ZLOP96QGl0HY-EJUrzw-VkT50EZ_roAXeJojuvtzfy7GN-Txq-ASsXIBSoLiTIN63dIRds2WBeUvge4k-MX1VvACaqg7CmkPRQtpQCPqjS2w67E0_bSMFeEy5t/s1600/profpokus.jpg" width="302" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Günlükleri ele geçirilen Prof. H. POKUS'un<br />
Türkiye'de bir üniversitede <span style="font-size: 12.8000001907349px;">kaçak çalışan Amerikalı </span><br />
<span style="font-size: 12.8000001907349px;">bir akademisyen olduğu sanılıyor.</span></td></tr>
</tbody></table>
Geçen hafta bir akşam üniversitedeyken karnım acıktı, dışarıdan lahmacun istedim. Çok lezzetliydi. İki saat sonra midem bulandı, ateşim çıktı. Kuzey Kutbu'nda iç çamaşırıyla dolaşıyormuş gibi titremeye başladım. Bu ilk değil, Hint kültürünü tanımak için Ganj Nehri'ne girdiğim gün bir yudum su yutmuştum, aynısı olmuştu. <br />
<br />
Türk akademisyen arkadaşım kuzu şiş yemişti, o iyiydi. Bir özel hastaneye gideceğimi söyledim. “Yalnız mı gideceksin?” diye sordu, “Evet,” dedim, itiraz etti. Türkiye'de acil servise yalnız başına gidilmezmiş. Hemen yola çıktık. Arkadaşım, hastanedeki bütün konuşmaları kendisinin yapacağını söyledi. Nedenini anlamadım ama sorgulayacak halim yoktu, kabullendim.<br />
<br />
Beş dakikada hastaneye vardık. Arkadaşım, “Baygınmış gibi bekle, koltuğundan kıpırdama,” diyerek arabadan çıktı, acil servise daldı. Az sonra sedyeyle birlikte üç kişi geldi. Sağlık görevlileri çok cılızdı, beni arabadan çıkartamadılar. Onları küçümseyen iri güvenlikçi, kucakladığı gibi beni arabadan aldı, koşarak acil servise taşıdı. Kırık çıkığım olsaydı, kesinlikle sakat kalırdım. “Bu adam gavur ölüsü gibi ağırmış,” derken, belini tutuyordu. Son zamanlarda kilo aldığımı biliyorum. En az 5 kilo…<br />
<br />
Yatağa yatırıldım. Tansiyonum ve ateşim ölçüldü, kalp atışlarım sayıldı. Eşofmanıyla görev yapan doktor az sonra başımdaydı. Kan tahlili isterken bana döndü, rahatsızlığımın nedenini sordu. Tam konuşacaktım, arkadaşım ağzımı kapadı, “Ölümcül bir gıda zehirlenmesi,” diye cevapladı. Sonradan öğrendim, hastanede önemsenmek için hastalığı abartmak lazımmış. Doktor, ne yediğimi sordu. “Lahmacun ve yeşillik,” dedim, yüzünü ekşitti, kafasını iki yana salladı. Zehirlenmeden değilse de, o an kalp krizinden ölebilirdim. Bu halimi gören arkadaşım göz kırptı, rahatladım.<br />
<br />
Hastanenin nöbetçi idari sorumlusu yanımıza geldi. Kimliğimi istedi, pasaportumu verdim. Sigorta durumumu sordu, arkadaşım yine ağzımı kapadı, cevap veremedim. Ben aslında üniversitede bir Türk profesörün yerine ders veriyorum. Yani sigortasız çalıştırılıyorum. Tabii ki özel sigortam var, bunu o sorumluya söylemek istedim ama başaramadım. Arkadaşım sözümü kesti, “Keşke özel sigortası olsaydı ama ne yazık ki yok, bu iş bize kaça patlar?” dedi. Ben acılar içinde kıvranırken, sıkı bir pazarlık başladı. İstenen paranın üçte birine inildiğinde, el sıkıştılar. Nihayet ilaçlı serum bağlandı.<br />
<br />
Bir buçuk saat kadar böyle yatacaktım. Serum yaradı, iyileşmeye başladım. Yanı başımda oturan arkadaşıma, “Özel sigortam var neden yalan söyledin?” diye sordum. Kulağıma eğildi, “Söyleseydim de, seni ameliyata mı alsalardı?” dedi. O zaman beni kimse kurtaramazmış, yoğun bakıma kadar gidermişim. Sağ kurtulsam bile gelecek sene sağlık sigortası için en az üç kat prim ödermişim.<br />
<br />
Öğrendiklerim şaşırtıcıydı. Pazarlık yapmayan sigortasızlar, bazen bir araba, bazen de bir ev parası kadar bedel ödüyormuş. İyileşenleri hastanede gösteren, devletten veya sigorta şirketlerinden para alan hastaneler varmış. Birisi 10 gün sonra kontrol için hastaneye gitmiş, “Siz zaten hastanemizde yatıyorsunuz, saçmalamayın!” demişler. Bu ülkenin sağlık sistemini, yediğim acılı lahmacuna benzettim, öğrendiğim kadarıyla.<br />
<br />
Bir ara acil servise bir yaralı getirdiler. Ona eşlik eden 15-20 kişi vardı. Kafasına taşla vurmuşlar. Hasta yakınlarıyla yönetici arasında tartışma çıktı. Yaralı adam, sigortalı çalışan bir işçiymiş, acil serviste hiç para ödememesi gerekiyormuş. Yönetici, durumun acil olmadığını iddia ediyordu. Anladım ki, ölmek üzere olmayan hiçbir kişi Türkiye’de acil hasta sayılmıyor. Kavga çıktı, hasta yakınları çok ikna ediciydi, işçinin ücretsiz tedavi edilmesini sağladılar, ortalık sakinleşti. Bir de, Sağlık Bakanlığı'na şikâyet etme tehdidi işe yararmış.<br />
<br />
Doktor, ilginç bir kişiliğe sahipti. Uygulayacağı tedavi için uzun süre kendisiyle tartıştı. Önce bir karar veriyor, sonra vazgeçiyordu. Kan tahlilleri henüz çıkmamıştı, arkadaşımla konuşmaya başladılar. Lahmacun zehirlenmesi artık çok yaygınmış, tipime bakarak, amipli dizanteri tedavisi uygulamaya karar verdi. “Gıda terörü kol geziyor,” derken, kızgın gibiydi. O an ben de Amerikan Büyükelçiliği'ne kızdım. Biz Amerikan vatandaşlarını bu terör hakkında bilgilendirmiyorlar. <br />
<br />
Gıda sektöründe çalışanlar eskiden üç ayda bir portör muayenesinden geçirilirmiş ama bu kaldırılmış. Hastalık taşıyanlar, restoranlarda rahatça çalışabiliyormuş. Portör muayenesinin yerini eğitim almış. Eğitim, bulaşıcı bir hastalığın taşınmasını nasıl önler? Doktora bunu sordum. Güldü, birileri için yeni işler uydurulduğunu söyledi. Ben yine bir şey anlamadım. <br />
<br />
Serum bitti, ilaçlarım yazıldı. Doktorla vedalaşırken, ne zaman kontrole gelmem gerektiğini sordum, “İstersen 3 gün sonra gel ama beni bulamayabilirsin!” diye cevapladı. Özel hastaneler; dürüst davranan, kazançlarını arttırmayan doktorları uzun süre çalıştırmıyormuş.<br />
<br />
Arkadaşım dönüş yolunda çok şey anlattı. Şehir içinde yaşayanların sayısı artarken, devlet hastanelerinin şehir dışına taşınması planlanıyormuş. Özel sektörün yaşaması için bu çok gerekliymiş. Türkiye’deki doktorlar, hastalar kadar mutsuzmuş. Hastaneden korkmayan tek bir bilinçli Türk kalmamış. Deneyimli hastalar, az zarar görüyormuş. Artık ben de hastanelerden bir Türk gibi korkuyorum. Ama neyseki deneyimliyim. <br />
<br />
Başımdan geçenleri apartman görevlimiz İmdat’a anlattım. Kahkahalarla güldü, "Artık sen de bizdensin," dedi. Yorumları beni yine şaşırttı. İyi ki zehirlenmişim, lahmacun sayesinde bağışıklık sistemim güçlenmiş. O hep lahmacun yermiş, hiçbir şey olmazmış... Birileri ısmarladığı zaman iyi restoranlara gidermiş. O tip yerlerin yemeklerini yiyince, cırcır oluyormuş. Cırcır olmak nedir bilmezdim. İmdat öğretti, ishal olmakmış.<br />
<br />
Tedavi gördüğüm hastane telefon numaramı almıştı, sürekli mesaj yolluyorlar. Erkek memesi küçültme ve yağ aldırma ameliyatlarında %50, kıl dönmesi ve hemoroid ameliyatlarında %25 indirim varmış. Zehirlenmeden önce bu mesajların bazıları bana ilginç gelebilirdi ama şimdi değil. Lahmacun yüzünden tüm yiyeceklerden soğudum, 7 kilo verdim, yağlı yerlerim küçüldü. Amerikan vatandaşı olmamın özel Türk hastanelerinde işe yaramaması, beni gerçekten çok şaşırttı. Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-84585118879370655062015-02-14T09:42:00.000-08:002016-01-08T13:33:14.643-08:00Hayatın Resimleri - Soyut<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj966YLGWr4xI5yK9Rk6skCdp6MWKybIMbWX3dDDSzU_ZeAoDjucYP2WKDXqG-e_C3fSyLfJwuDW9MPCcolwc0PLgCo8MgSqmJB9VoKgrvfYjkFk9uZ1WCJ5aQRoi3Ej7SvBQ100R60CbrL/s1600/pembe.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="473" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj966YLGWr4xI5yK9Rk6skCdp6MWKybIMbWX3dDDSzU_ZeAoDjucYP2WKDXqG-e_C3fSyLfJwuDW9MPCcolwc0PLgCo8MgSqmJB9VoKgrvfYjkFk9uZ1WCJ5aQRoi3Ej7SvBQ100R60CbrL/s1600/pembe.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjccaVe86uFNG3PU-XMCcu79Kb235Babmj6pyt5EQY1XKJzPJUfueh1fu3hX8zJWxXKyXxPgAJ960JtAXBTJaDIgCNVpPoUoIsrSer5XuKrpM12cv20JPjDUv57x8UIQ9DZ1clHAd4MRTSY/s1600/sar%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="476" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjccaVe86uFNG3PU-XMCcu79Kb235Babmj6pyt5EQY1XKJzPJUfueh1fu3hX8zJWxXKyXxPgAJ960JtAXBTJaDIgCNVpPoUoIsrSer5XuKrpM12cv20JPjDUv57x8UIQ9DZ1clHAd4MRTSY/s1600/sar%C4%B1.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn3sXwuyx494xtAGArXnzc_HFh93GuLWtrYFO6kwm_ToyPEoNmZjUHe8Di9K5kgh6T51-pko6fc0VKwi3o4x_QuKmPu6VFRDS-nUf9IYIpxtlQsnwBI7ENKU96s-BeY3sTRSXFZkSCOFXB/s1600/musluk.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="476" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn3sXwuyx494xtAGArXnzc_HFh93GuLWtrYFO6kwm_ToyPEoNmZjUHe8Di9K5kgh6T51-pko6fc0VKwi3o4x_QuKmPu6VFRDS-nUf9IYIpxtlQsnwBI7ENKU96s-BeY3sTRSXFZkSCOFXB/s1600/musluk.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn3sXwuyx494xtAGArXnzc_HFh93GuLWtrYFO6kwm_ToyPEoNmZjUHe8Di9K5kgh6T51-pko6fc0VKwi3o4x_QuKmPu6VFRDS-nUf9IYIpxtlQsnwBI7ENKU96s-BeY3sTRSXFZkSCOFXB/s1600/musluk.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn3sXwuyx494xtAGArXnzc_HFh93GuLWtrYFO6kwm_ToyPEoNmZjUHe8Di9K5kgh6T51-pko6fc0VKwi3o4x_QuKmPu6VFRDS-nUf9IYIpxtlQsnwBI7ENKU96s-BeY3sTRSXFZkSCOFXB/s1600/musluk.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOOaM31vDLIJnGHst5kH5gohwJlKl2dxBhZnDfC1KeNYRsmBJoRQ9WKryfwntu4BFi9ODCaDfEnIgHK9fGuiiHna6woDxgB1loCkQSA4ciHJVKCE2BU5dQjRxT-Pm1EEhCDuP1nS1pnxPA/s1600/P1010852.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOOaM31vDLIJnGHst5kH5gohwJlKl2dxBhZnDfC1KeNYRsmBJoRQ9WKryfwntu4BFi9ODCaDfEnIgHK9fGuiiHna6woDxgB1loCkQSA4ciHJVKCE2BU5dQjRxT-Pm1EEhCDuP1nS1pnxPA/s1600/P1010852.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-5947887526747459172015-01-25T09:38:00.000-08:002015-09-13T15:10:06.413-07:00Prof. H. Pokus'un Günlüğü - 9: Sihirli Cümle<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfZUVs-Jvbgbl_ZvCTaBtoCrw0uAhli3O8zXC3dyofRDRbhSM4Bwi_DHdCF6KD1DwUJerqMcdolb-3ZcbF6RGeqjpvxbU4m_JZpauRVBO0f1SMljEEvx4k5HFfOlT3uf5DW8Iv9l79NiQz/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfZUVs-Jvbgbl_ZvCTaBtoCrw0uAhli3O8zXC3dyofRDRbhSM4Bwi_DHdCF6KD1DwUJerqMcdolb-3ZcbF6RGeqjpvxbU4m_JZpauRVBO0f1SMljEEvx4k5HFfOlT3uf5DW8Iv9l79NiQz/s1600/profpokus.jpg" width="302" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Günlükleri ele geçirilen Prof. H.Pokus'un Türkiye'de bir<br />
üniversitede kaçak çalıştığı sanılıyor.</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Geçen hafta inanılmaz bir keşif yaptım. Türklerin sihirli
cümlelerinden birini, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” demeyi öğrendim.
Öğrenmekle kalmadım, cümleyi tam sekiz farklı durumda kullandım. Biri dışında
aldığım sonuçlar mükemmeldi.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bu sözün etkisini önce bir öğrencimin üzerinde denedim.
Derste sürekli kız arkadaşıyla konuşuyordu, ben de ona, “Hey, kapa çeneni, sen
benim kim olduğumu biliyor musun?” diye bağırdım. İngilizce değil, Türkçe
bağırdım. Hemen sustu. Uyardığım gencin kız arkadaşı, “Bizimle böyle konuşmaya
hakkınız yok!” diye itiraz eder gibi oldu, biraz bocaladım. Ama kısa zamanda
toparlandım, “Ben Amerikan vatandaşıyım, ona göre ha!” karşılığını verdim,
sesleri çıkmadı.<o:p></o:p></span><br />
<span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Ders bitince, ikisi odama geldiler, defalarca özür dilediler.
Gelecek yıl Master için Amerika’ya gideceklermiş, vize almalarına engel
olmamdan korkmuşlar. Amerikalıları üzenlerin vize almasının zor olduğunu
söylediler. Gözlerinde korku vardı, inandım.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bu ülkede satıcıların çoğu beni kazıklıyor. Sihirli sözü,
kazıklanmamak için de kullandım. Meydana yakın büfenin sahibine kötü
kötü baktım, otoriter bir ses tonuyla, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Şimdi bana 5 bira, 2 büyük Coca-Cola, 3 paket cips ver!” dedim. Adamın rengi
soldu, eli titremeye başladı. Aldıklarım için, daha önceleri ödediğimin
yarısı kadar para verdim, gururla büfeden uzaklaştım. Gerçek fiyatları o
kadarmış, üniversiteden aldığım aylık ücrete 200 dolar zam yapılmış gibi
hissettim.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Türkçem güzeldir ama taksi şoförleriyle anlaşmama hiç yetmemiştir.
Beni genellikle en uzun yoldan götürürler, itiraz etsem dinlemezler. Farklı bir
Türkçe kullanıyorlar sanki… Taksiden inerken birkaçının “Hakkını helal et,”
demesini önceleri anlamamıştım. Bu söz, kazık yemenin kesin kanıtıymış. Helal etmenin
ne demek olduğunu kapıcımız İmdat’tan öğrendim. “Hakkını asla helal etme!”
dedi. Aksine, “Hakkımı yemişsen, haram ediyorum,” demek gerekiyormuş. Böyle
yapınca, bir taksici benden 5 lira eksik para aldı. Türkiye’de taksimetrelerin
ve benzin pompalarının fazla hesaplaması, tartılanların eksik olması normalmiş.
Kasaplar, ambalaj kâğıtlarını et fiyatına; tatlıcılar, ambalaj kutularını
baklava fiyatına müşterilerine satarak ek gelir elde edermiş. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Geçen gün taksiye biner binmez, “Sen benim kim olduğumu biliyor
musun?” dedim. Şoför, dikiz aynasından ürkek bakıyordu, ekledim. “Ona göre ha,
beni kısa yoldan götür!” dedim. Türkiye’de yaşamaya başladığımdan beri ilk kez
gideceğim yere en kısa yoldan ulaştım. 12 lira kazancım oldu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Aynı yöntemi kullanınca, öğlen yemek yediğim lokantanın garsonu
içmediğim suyun parasını hesaptan sildi. Lokantaların âdetiymiş, su istenmese
de, hesaba en baştan yazarlarmış. Ben yemekte genellikle Coca-Cola içerim.
Hesapladım, bu güne kadar benden içmediğim 1000’e yakın şişe suyun parası
alınmış. Haram olur inşallah.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Sihirli söz, her gittiğimde saç tıraşımı farklı yapan
berberimi de etkiledi. “Abi siz bir bakanlıkta çalışıyordunuz galiba,”
dediğinde bürokrat tıraşı yapacağını anladım, dalgalı saçlarımı kısaltmasını
engelledim. İlk kez tam isteğim gibi saçımı
kesti. “Bakanlıkta küpe takmak serbest mi?” sorusu, bana
inanmadığını gösteriyordu. Amerikalı olduğumu, özel üniversitede çalıştığımı
söyledim, “Yabancı değiliz, biz sizin eyaletiniz sayılırız abi,” derken,
sırrımı çözmüş gibi gülümsüyordu. Yarattığım büyüyü bozmamak için konuşmayı
orada kestim. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Sihirli söz, yalnızca doğru kişilere karşı çok sihirliymiş. Bu
gerçeği, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Şu arabanı yolumdan çek!”
dediğim seyyar kokoreççiden öğrendim. O adam arabasını kenara çekti, “Sizi
tanıyorum Mr. Pokus, güvenliğiniz için buradayım” dedi. Kokoreççi, semtimizin
sivil polisiymiş, şaşırdım, bana yalnızca simitçilerin sivil polis olduğu
söylenmişti oysa. Kokoreççi polis, “Mr. Pokus, bu sözü sakın tinercilere
kullanmayın, bıçağı saplarlar,” deyince, şaka yaptığımı söyledim. Kokoreççi
polis bir kez daha uyardı, Türkiye’de şaka yaparken öldürülen çok insan varmış,
şakalarımı yalnızca resmi görevlilerinden, mafyadan korkan insanlara
yapmam daha doğru olurmuş. Öyle yapacağım artık.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-37704463049192638102015-01-25T09:21:00.000-08:002016-01-08T13:43:20.102-08:00Hayatın Resimleri - Renk<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4-Xj4JB4tZt29fHKEZU47GjvmHncRXbPfB6l9UZA0RsRt1jnefYBXpGy5-gdXSlfuI3GeN3EtxsSG9hKkhnZ38OJ0IIoesKfZOnzIemVUzU6GpytLVS3sQ5Mx3EFu4QEidK3QYaB-xzMD/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4-Xj4JB4tZt29fHKEZU47GjvmHncRXbPfB6l9UZA0RsRt1jnefYBXpGy5-gdXSlfuI3GeN3EtxsSG9hKkhnZ38OJ0IIoesKfZOnzIemVUzU6GpytLVS3sQ5Mx3EFu4QEidK3QYaB-xzMD/s1600/1.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkDHbWDIgYsN_1njhLgRdn32MLu1aiEigBdF-MW2m_zjuROPQie9kM7hxKj3tYXkcJHGd0G7aNLXUpylCupg92-_5zNiBPQMuUHqrZ4KtjIxG7MDOdl3p28DH0RVugTAn6y2sAuLDay-SH/s1600/2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkDHbWDIgYsN_1njhLgRdn32MLu1aiEigBdF-MW2m_zjuROPQie9kM7hxKj3tYXkcJHGd0G7aNLXUpylCupg92-_5zNiBPQMuUHqrZ4KtjIxG7MDOdl3p28DH0RVugTAn6y2sAuLDay-SH/s1600/2.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKapukmklg1FwTnfNaJiz_i34tekzi24FYVNYMUiHQIIAYk_nQ5y9T-Eg4U6vBsZcRWe9UhLKp8IKdH7jGzNMmz8WzTQPxdkOPjOukzqU0XbwIiwqGvOzQiPXEVbN_0yvxSGEd5KLKulYj/s1600/3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKapukmklg1FwTnfNaJiz_i34tekzi24FYVNYMUiHQIIAYk_nQ5y9T-Eg4U6vBsZcRWe9UhLKp8IKdH7jGzNMmz8WzTQPxdkOPjOukzqU0XbwIiwqGvOzQiPXEVbN_0yvxSGEd5KLKulYj/s1600/3.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeBF-dd2fCs4jUdn3bc33x1dsRgBTUFdRo1uljyGEvJx0o2vB9690H_s7qW91BVMfxQQbCqPp1rdGClggimPelduCCHBXkIEIlD-IausmRo2-s0UhyIZZuc5S8LPQD4XwBbDTK0_qA3wSF/s1600/4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeBF-dd2fCs4jUdn3bc33x1dsRgBTUFdRo1uljyGEvJx0o2vB9690H_s7qW91BVMfxQQbCqPp1rdGClggimPelduCCHBXkIEIlD-IausmRo2-s0UhyIZZuc5S8LPQD4XwBbDTK0_qA3wSF/s1600/4.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-67955449906138512652015-01-07T14:03:00.000-08:002015-09-13T15:10:06.426-07:00Prof.H. POKUS'un Günlüğü - 8: Noel Baba ve Yeniçeri <div class="MsoNormal">
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRQAuzZYzhB8aa0RKa25wWe3A4_Ggirh6mxG0zUDqUX2wqPXsV3eQhNS9vOnGm-iWnU1juZl4g163Sk-B_VDiG7MnbBXMHCa4TtdGx4AFuCILHMMikFtFXG6YZU7foD4Xh10ToxpB1I6kV/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRQAuzZYzhB8aa0RKa25wWe3A4_Ggirh6mxG0zUDqUX2wqPXsV3eQhNS9vOnGm-iWnU1juZl4g163Sk-B_VDiG7MnbBXMHCa4TtdGx4AFuCILHMMikFtFXG6YZU7foD4Xh10ToxpB1I6kV/s1600/profpokus.jpg" height="320" width="302" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Günlükleri ele geçirilen Prof. H.POKUS'un<br />
Türkiye'de bir üniversitede kaçak çalıştığı sanılıyor. </td></tr>
</tbody></table>
<br />
Türkiye’de yılbaşı kutlamak, fantastik film izlemeye benziyor.
Türk ve Avrupalı dostlarımla Galata yakınlarında bir restoranda yılbaşı
eğlencesi için buluştuk. Türk dostlarım aralarında konuşurken duydum, hiçbiri
2014 yılından memnun değildi. 2014, son on yılda ülkede yaşayanların hep
birlikte mutsuz olduğu tek yılmış. Artık yalnızca muhalifler değil,
iktidardakiler ve onların eski ortakları da mutsuzmuş.<br />
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bir İngiliz arkadaşımız o gece Noel Baba kılığına girip hediyeler
dağıtacaktı. Gecikince telefon ettik ama ulaşamadık. Burası İstanbul, aklımıza
hemen kötü şeyler geldi. Yakında oturduğu için yürüyerek evine gittim. Zilini
uzun uzun çaldım, kapı açılmadı. Komşularına sordum, Noel Baba kıyafetiyle
evden çıktığını görmüşler, rahatladım.<br />
<br />
Galata’da trafik kazasına pek
rastlanmaz. Bakımsız bir binadan kafaya kiremit veya beton düşme olasılığı ise
çok yüksektir. Restorana dönerken yolda ne seyirci kalabalığı vardı ne de
ambulans. Kimsenin kafasına bir şey düşmediğini böylece anladım. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Durumu arkadaşlarıma anlattım. Karakola kayıp haber vermeyi
düşündüğümüz sırada restoranın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı, bir Noel
Baba koşarak içeriye girdi, birkaç adım attıktan sonra yere kapaklandı. “Beni
kesecekler, kurtarın!” diye inliyordu. Sesinden arkadaşımız olduğu anladık.
Takma göbeği yüzünden kalkamadı, biz kaldırdık. Ter içindeydi, gözleri korkudan
büyümüştü. Restoranın kısa boylu, göbekli sahibi, “Ben varken sana kimse
dokunamaz,” deyince, İngiliz arkadaşımız John biraz sakinleşti. Neler yaşadığını
anlatacak hale gelmesi uzun sürdü.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
John, evinden çıkıp sokakta ilerledikten sonra Galata Kulesi'ne
giden caddeye girmiş. O ana kadar her şey normalmiş. Ta ki, arkasından gelen
biri, “Noel Baba kaç, canını kurtar, yeniçeri geliyor!” diye bağırana kadar.
Yılbaşı öncesi gazetelerde, “Noel Baba’yı yeniçeriye kovalattılar” başlıklı bir
haber çıkmıştı. O haberi John da okumuş. Arkasından bağırıldığı an hediye
torbasını fırlattığı gibi kaçmaya başlamış. İzini kaybettirmek için ara
sokaklara dalmış, bir ara yolunu kaybetmiş, sokak köpekleri kovalamış, sonra
zorlukla restoranı bulmuş. Tedirgin olduk, dışarı baktık, etrafta yeniçeri
göremedik.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Birilerini hedef göstermek, Türkiye’de olağan bir
davranış… İngiliz taraftarların bıçaklanması John’un hafızasından
silinmemiş. Restoran kapısı bir kez daha gürültüyle açıldı, içeri bir grup
Türk arkadaşımız girdi. Bakışları tuhaftı. Bir kısmı üzgün görünürken,
diğerleri gülmemek için kendini zor tutuyordu. En arkada duranın elinde John’un
sokağa fırlattığı kırmızı hediye torbası vardı. Meğerse, “Yeniçeri geliyor,”
diye bağıranlar Türk arkadaşlarımızmış. Şaka yapmışlar, özür
dilediler ama John kabul etmedi, Noel Baba
kıyafetini ve hediyeleri içine koyduğu siyah çöp torbasını
sırtladığı gibi gitti. Hediyesiz kaldık.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Restorandaki kutlama aksaklıklarla başladı. Kapasitenin üzerinde
rezervasyon yapılmış. Masa ve sandalyeleri sıkıştırdıkça sıkıştırdılar. Duvar
dibinde oturan biri tuvalete gitmek isteyince, masanın o tarafında oturanların
tamamı ayağa kalmak zorunda kalıyordu. Tek kabinli tuvalet önünde oluşan kuyruk
ayrı bir sorundu. Şikâyet ettik, “Ekmek parası,” dediler. Birkaç kez grup
fotoğrafı çektirmeyi denedik ama yer darlığından başaramadık. Bolca selfie
çekerek eksikliği gidermeye çalıştık.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Geri sayımı şef garson yaptırdı çünkü müzik grubu yeni yıla bir
başka restoranda girecekmiş. Yine de şanslıymışız müşteriler arasından çıkan
gitarist ve şarkıcı, giden profesyonellerden daha başarılıydı.
Eğlencenin temposu bir ara çok düştü. Sanırım bunun sebebi çoğunluğun
sanal alemde neler paylaşıldığını merak etmesiydi. Telefonuna
bakanların suratı loş ortamda mavileşiyor. O an müşterilerin yarısından fazlası
mavi suratlıydık. Mekan sahibi mikrofunu eline alıp, "Bu sessizlik
biraz daha devam ederse, telefonları toplatacağım," dediği an kalabalık
tekrar eğlenmeye başladı. O adamın tehdini ciddi mi yoksa şaka
mıydı, çözemedim. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye böyle bir ülke işte, her an her şey
değişebiliyor. Bundan sonraki yeni yıllara Noel Baba yerine yeniçeriyle girmek
bir geleneğe dönüşürse, şaşırmam. Torbasından ne gibi hediyeler çıkar, bilemem.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ocak ayı zamlarla başladı. Ücretimi dolar cinsinden almaktan çok
mutluyum, şu sıralar zirvede. İçki, sigara stoğu yapamayanlar pişman. Bu gibi
stoklar garantili kazançmış, tüm finansal seçenekleri geride bırakıyormuş.
Üretim yapmadıkları için emeklilerin maaşlarını % 2,32 oranında artırmışlar…
Din adamları da üretime katılmıyor ama onlar iyi kazanıyorlarmış. Umarım bu yıl
dolar çok yükselir, zamlardan etkilenmem. Ekonomik durumumun Türklerinkine
benzemesini hiç istemem. <o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-10785386067531914912015-01-06T09:27:00.000-08:002016-01-08T13:34:08.135-08:00Hayatın Resimleri - Kesit<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGRt49XvNn6tThh_-19RHjJxV67oROcrYCFIo04uHSI2QcmsurVn6LZTRaFci6wM4mYcCVQtEkRA7T8k1PImrIz87qeHMFx9DyPJAg0q3pNJrFD8smHWP6o009FleAzHOXpnFvFAPdkrXu/s1600/5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="502" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGRt49XvNn6tThh_-19RHjJxV67oROcrYCFIo04uHSI2QcmsurVn6LZTRaFci6wM4mYcCVQtEkRA7T8k1PImrIz87qeHMFx9DyPJAg0q3pNJrFD8smHWP6o009FleAzHOXpnFvFAPdkrXu/s1600/5.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjet4I7jMWe1s0s_C5n7i2QbVfLy7u6nBr-lqBW4-LppN0lGA30xfgXx8P2YR6KBxl0ddM_3Aw-j6udh2TVty5OBktf2oMbfNgaN3Yd3e2RqudD4tMGHn-Jp7186GcIHhj9Ho1bD6pgDIdO/s1600/8.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjet4I7jMWe1s0s_C5n7i2QbVfLy7u6nBr-lqBW4-LppN0lGA30xfgXx8P2YR6KBxl0ddM_3Aw-j6udh2TVty5OBktf2oMbfNgaN3Yd3e2RqudD4tMGHn-Jp7186GcIHhj9Ho1bD6pgDIdO/s1600/8.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHvfbXcxWzCkCnVatQlKkKdkQWl5zAk9n4pM8Hgvo2XRA8ATHVJZZNUYTsnCJSKqX1D54mowECfffzfbafDhcWg39avt5yE3qFCZpoOhSuPSlMSdL4zB9w5Ov1Yr_nXptMJ9hsDu-s_cP3/s1600/6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="470" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHvfbXcxWzCkCnVatQlKkKdkQWl5zAk9n4pM8Hgvo2XRA8ATHVJZZNUYTsnCJSKqX1D54mowECfffzfbafDhcWg39avt5yE3qFCZpoOhSuPSlMSdL4zB9w5Ov1Yr_nXptMJ9hsDu-s_cP3/s1600/6.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgV48xfbzBUU8R4Xon5iPa87fmvwSEo1eQUM6i0HhXLGOyjySghaXOJCss0Mg132ofpigyvOvwqPWwcdC9xL_irZDsfW-ysOD6AX3uk-FpSCDznPX4n4Qk0EkaxLu_kmot2vkLk5vrZspqX/s1600/9.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgV48xfbzBUU8R4Xon5iPa87fmvwSEo1eQUM6i0HhXLGOyjySghaXOJCss0Mg132ofpigyvOvwqPWwcdC9xL_irZDsfW-ysOD6AX3uk-FpSCDznPX4n4Qk0EkaxLu_kmot2vkLk5vrZspqX/s1600/9.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-2411082762757967612014-12-24T00:21:00.001-08:002015-09-13T15:10:06.375-07:00Prof. H.POKUS'un Günlüğü - 7: "Darbeliler"<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIqY2zxu7bqvUFxuMJZYSR8gjdd9AsNnfwXavRLqOV-hBjp4NsdG3lUSlAlNfHpgci1iiLXR9yWEyZGVzsTt9565Eheks24mIFbYUVdoQpusFAxnDaWl4kHb06cyRDdHiR0Z69OaZhkxEa/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIqY2zxu7bqvUFxuMJZYSR8gjdd9AsNnfwXavRLqOV-hBjp4NsdG3lUSlAlNfHpgci1iiLXR9yWEyZGVzsTt9565Eheks24mIFbYUVdoQpusFAxnDaWl4kHb06cyRDdHiR0Z69OaZhkxEa/s1600/profpokus.jpg" height="320" width="302" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Günlükleri ele geçerilen Prof. H.Pokus'un <br />Türkiye'de bir üniversitede kaçak çalıştığı sanılıyor.</td></tr>
</tbody></table>
Cumartesi sabahı, korkunç bir sesle uyandım. Üst <span style="font-family: inherit;">katta darbeli matkap kullanıyorlarmış. Daha önce yaşadığım hiçbir ülkede böyle bir ses duymamıştım. Matkap betonu değil, insanın iç organlarını oyuyor sanki. Bizim apartman görevlisi İmdat’ı aradım, her zamanki gibi telefonunu açmadı. Arayana cevap vermeme, Türkiye’de salgına dönüşmüş. İlk aramada çok az insana ulaşabiliyorum. Bazılarına ise hiç ulaşamıyorum. Ne konuşacağımı bildikleri için cevap vermiyorlarsa, sıkıcı bir insanım demektir. Aman Tanrım, umarım öyle değilimdir. Belki de borç istememden korkuyorlardır.<br /><br />Korkunç sese dayanamadım, üst kata çıktım. İmdat oradaydı, bir tabureye oturmuş, darbeli matkap kullanan işçiyi seyrediyordu. Saatin çok erken olduğunu söyledim. İmdat, “Ekmek parası için çalışıyorlar,” diye cevapladı. İlk duyduğumda, Türklerin bu sözü ekmeği çok sevdikleri için kullandıklarını sanmıştım. Oysa, ekonomik çıkarlarını korumak için böyle derlermiş. En sevdikleri yiyecek, mangalda pişirilmiş et. “Ekmek parası için,” denildi mi, yapılan her tür yanlışlığı kabullenmek zorunda kalıyorsunuz. Bu söz karşısında mantık ve yasa işlemiyor. Hırsızlık yapan bir insanın ekmek parasıyla oynamak bile affedilmez hata. Ve hatta ölümcül! Bu nedenle öldürülenlerin sayısının arttığı söyleniyor.<br /><br />Ayakta dikildiğimi gören İmdat, bana bir tabure gösterdi. Oturmak istemedim. “Mr. Pokus, seyretmesi çok zevklidir, bu fırsatı kaçırma,” diye üsteledi. Çalışan işçi veya dozeri seyretmek, burada bir halk geleneği… İntihara kalkışanları izleyenlerin coşkusu, sabırsızlığı ise inanılmaz. Başarısız veya kararsız bir intiharcıya sevgi ve saygı duydukları söylenemez. Türkler böylesi durumlarda önemli işlerini kolaylıkla erteleyebiliyor. Örneğin, bizim İmdat… O saatte servis yapması gerekiyordu, yerinden kıpırdamadı. Darbeli matkap kullananı seyrederken kabak çekirdeği yiyordu. Aslında Türkler daha çok ay çekirdeği sever ama İmdat’ın tercihi genellikle kabak çekirdeği. Bir gün bana da çekirdek ikram etti. Kuş yeminden hoşlanmadığımı söyledim. Kabak çekirdeğinin prostata iyi geldiğini iddia etmesi aklımı karıştırdı. <br /><br />Gürültüyü engelleyememenin çaresizliğiyle evime döndüm, yüksek sesle klasik müzik dinlemeye başladım. Tam rahatlıyordum ki, darbeli matkabın ucu tavanı delip salona girmez mi! Hemen yukarı çıktım. İriyarı işçi, bir yandan matkabı kullanırken, diğer yandan telefon konuşması yapıyordu. Gözü matkapta değil, karşı apartmanda çamaşır asan kadındaydı. Matkaba abanan koluna yapıştım, onu durdurmaya çalıştım. Gücüm yetmedi. İşçi durmadığı gibi, birdenbire Arapça dualar etmeye başladı. Daha doğrusu, ben yanlışlıkla dua ettiğini sanmışım. Adam Suriyeliymiş, Arapça konuşuyormuş.</span><br />
<div>
<span style="font-family: inherit;"><br />İmdat’tan zabıta çağırmasını istedim, duymazdan geldi. Tadilatı yapan firmadan bahşiş aldığından kuşkuluyum. “Şimdi zabıta çağırıyorum, zabıta!” diye sesimi yükselttim. Suriyeli işçi panik içinde matkabı bıraktı, bana bağırıp çağırmaya başladı. “Zabıta” kelimesi Arapçaymış, ben Türkçe zannediyordum. İşçinin dediklerini anlamadım ama o sırada bana beddua ettiği suratından belliydi. Belki de ölümle tehdit ediyordu. Sonradan öğrendim, bu sıralar inşaat işlerinde çok sayıda Suriyeli kaçak işçi çalıştırılıyormuş.<br /><br />Ansızın bir Türk usta karşıma çıktı. Ekibin başıymış. Derdimi çözeceğini söyledi. Birlikte benim eve indik, tavandaki deliği gösterdim. Matkap kazası, acemi işçi cep telefonuyla konuşurken meydana gelmiş. O konuşmaya dalınca, matkabın ucu kalın betonu delip benim eve dalmış. Ekip başı, “Trafikte de telefon yüzünden çok kaza oluyor, böyle şeyler artık normal,” diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı. <br /><br />İnanılır gibi değil, Türkiye’de telefon konuşmalarının yol açtığı trafik kazaları, alkol nedeniyle olanları geçmiş. Bu ülkedeki kazaların en büyük nedeni ise cahil cesareti… Cahil cesareti, Türkiye’de yaşamaya başladıktan sonra tanıştığım, ceza yerine ödül alan bir cesaret türü. Amerika’da aşırı dozda uyuşturucu kullananlarda, katliam yapanlarda gözlemlediğim cesarete benziyor.<br /><br />Kızgınlığımı sürdürdüm, tavanı “alçı” denen bir maddeyle kapattılar. O gün matkapla çalışmayacaklarını, tadilat işlerimi % 40 indirimle yapacaklarını söyleyerek gittiler. Ben de buna karşılık zabıtaya şikâyet etmeme sözü verdim. Başıma gelenleri bildirmek için onarılan evin sahibine telefon ettim. Hayret, ilk çalışta telefonunu açtı, çalışanları uyarmasını istedim. Kadın birdenbire ağlamaya başladı, üzüldüm. Ustalar, onu da dinlemiyorlarmış, evi ele geçirmişler. Çeyiz sandığındaki dantelli örtüleri yere sermişler, pis işlerde kullanmışlar. Antika eşyalarının zarar görmesine dayanamamış, şimdi bir otelde kalıyormuş.<br /><br />İçinde yaşanan bir evde onarım yaptırmanın risklerini böylece öğrendim. Ben kiracıyım, Türklerin dediği gibi, kiralık bütün evler benim sayılır. Özellikle mobilyalı kiralanan evler… Türkiye’de bir evden diğerine taşınmak da çok tehlikeliymiş. Şans yardım ederse, bazı eşyalar sağlam kalabiliyormuş. Türklerin kullandığı, “Üç taşınma, bir yangına bedeldir” Japon atasözünü duyduğum an, her şeyi daha iyi anladım. Günümüz Japonları bu atasözünden habersizdir sanırım.<br /><br />Darbeli matkap sesi kesildi, huzurum yerine geldi, televizyonu açtım. Bütün kanallardaki programlar, darbeci gazetecilerle ilgiliydi. Türkiye’de herkes birbirini darbecilikle suçluyor. Darbecilerle ve onları savunanlarla ilişkiyi kessem, çevremde tek bir Türk arkadaşım kalmaz. Her gün yeni bir darbeci türü keşfediyorlar. Borsa gibi, bir tür darbeci hapse giriyor, diğeri çıkarılıyor…<br /><br />Bu ülkede kendi darbecisini korumak isteyenler, yalnızca diğer darbecilerin cezalandırılmasını istiyor. En uzun hapis cezalarının darbeci olmayan muhaliflere verildiğini öğrenmek beni sarstı. Neredeyse tamamı darbeli insanlardan oluşan bir toplumla karşı karşıyayuım. Türkiye, yazılı olmayan gizli bir anayasayla yönetiliyor sanki. Anayasa maddelerini boşuna değiştiriyorlar çünkü uygulamaya niyetleri yok. Gelecek günler yalnızca Türkler için değil, benim için de epey zor geçecek. Darbeli matkabın iğrenç sesi hâlâ kulaklarımda çınlıyor, bir kez daha duymaya dayanamam. Üstelik, ekip başının evimin mutfak ve banyosuna bakışından korktum. Üniversite misafirhanesinde yer ayarlamaya çalışacağım. O olmazsa, yakınlarda bir otele yerleşirim. Çevresinde inşaat yapılmayan bir otel bulabilecek miyim? Bilemiyorum.</span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-49303493361507832342014-11-12T09:39:00.000-08:002016-01-08T13:43:36.809-08:00Hayatın Resimleri - Renkler<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqohwmtnafdNgYQQPQRHfhPykY2Gu9OGt53VWJ0yNAUiTYWOw2xaJvyfKwJ4HIFbxD56lpSR4agpkRaxL3DuWaIL9Et4iv7dDmPaOO-bu-V_OA6XCImr0QE_2z_hA9A8ALvulu-fhzRXfo/s1600/P1020151.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqohwmtnafdNgYQQPQRHfhPykY2Gu9OGt53VWJ0yNAUiTYWOw2xaJvyfKwJ4HIFbxD56lpSR4agpkRaxL3DuWaIL9Et4iv7dDmPaOO-bu-V_OA6XCImr0QE_2z_hA9A8ALvulu-fhzRXfo/s1600/P1020151.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvnH9_hqvJ9ivH0FpVmvak0x83dZxxggBUUV-Z7RSkUkHsevEX_mLPcrA2EWOH766Q2ZmbovpjOELLS-SlrbQyABHJtyhTvullY08DJLcr8hGK1vAuWCOsPJ-knHcv78EU4nVa4qhn2Ecy/s1600/P1010660.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvnH9_hqvJ9ivH0FpVmvak0x83dZxxggBUUV-Z7RSkUkHsevEX_mLPcrA2EWOH766Q2ZmbovpjOELLS-SlrbQyABHJtyhTvullY08DJLcr8hGK1vAuWCOsPJ-knHcv78EU4nVa4qhn2Ecy/s1600/P1010660.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixNu-n0T1wKBR0FXhuvpJtZ0h49HvQz0tq_LqpXxXNnbPE9ZsqofxzSUEdQC6-aMaMr0T-8d4X2umfsj11ollVAoS2YrwZLr4ePVqlkmrk_y56BIHzsD4eg-bJDUq-IbdgbyORWNSo0yHy/s1600/P1010315+ser.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="476" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixNu-n0T1wKBR0FXhuvpJtZ0h49HvQz0tq_LqpXxXNnbPE9ZsqofxzSUEdQC6-aMaMr0T-8d4X2umfsj11ollVAoS2YrwZLr4ePVqlkmrk_y56BIHzsD4eg-bJDUq-IbdgbyORWNSo0yHy/s1600/P1010315+ser.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1Q5GStnFV7TwY4L2o9JjojMgpeiaoM0UOtXL7x5lwkPGYntS2WW0tJa49INH6D-ATZT3m1HlMmNrW2WqOXbaf58gptYofPB9KRYVkQyQmxClDTXW-0YNLJBquANAGzg3P5wJY6SdrHjHu/s1600/P1010662.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1Q5GStnFV7TwY4L2o9JjojMgpeiaoM0UOtXL7x5lwkPGYntS2WW0tJa49INH6D-ATZT3m1HlMmNrW2WqOXbaf58gptYofPB9KRYVkQyQmxClDTXW-0YNLJBquANAGzg3P5wJY6SdrHjHu/s1600/P1010662.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-58046569133944984842014-10-20T04:34:00.000-07:002015-09-13T15:10:06.406-07:00Prof. H. POKUS'un Günlüğü - 6: "Kariyer"<div dir="ltr">
<div class="alisefun16siyah">
<div align="justify">
<div style="font-family: Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; font-weight: normal; text-align: left;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; font-family: Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; font-weight: normal; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2HY6PKxD04z-0UX6NRBFdpsaeRQWYQ1K70zOHoDz_mDtuidzHRca3KU511GN2YOG37FOvZKH48K1U1GaLvGt4qc4ECdcRc0xIAHAKpXGe9HTKZy6MR8goz4_OuhUG59BfccMACLeKYaIL/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2HY6PKxD04z-0UX6NRBFdpsaeRQWYQ1K70zOHoDz_mDtuidzHRca3KU511GN2YOG37FOvZKH48K1U1GaLvGt4qc4ECdcRc0xIAHAKpXGe9HTKZy6MR8goz4_OuhUG59BfccMACLeKYaIL/s1600/profpokus.jpg" height="320" width="310" /></a></div>
<span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;">Türkiye’de mesleklere karşı bakış açım değişti, bilgilerim sarsıldı. Bazı işleri yapanlardan korkmaya başladım. Örneğin, falcılardan…</span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;"> Falcıların kadınlara danışmanlık yaptığını, acı bir biçimde öğrendim. İlk Türk sevgilim, ne zaman kavga etsek, kahve falı baktırırdı. Falcı güzel şeyler söylemişse, aramız düzelirdi. Kötü şeyler anlatmışsa, bir süre ayrı kalırdık. En sonunda, falcı bizi tamamen ayırdı.</span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;"> Beyoğlu’nda çalışan yüzlerce falcının nasıl geçindiğini böylece anladım. İzolasyoncular, falcılardan daha korkunçmuş…</span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;"> Geçenlerde içinde gezindiğim bir AVM’de yangın çıktı. Ben hemen dışarı kaçtım, Türk ve Arap müşteriler alışverişe devam ettiler. AVM’yi, çatı izolasyonu yapanlar yakmış. Böyle bir olaya az rastlandığını sanıyordum ama öyle değilmiş.</span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;">İstanbul’daki büyük yangınların çoğu, izolasyon ustalarının eseriymiş. Tarihi Haydarpaşa Garı ve birçok tarihi köşk onların yüzünden yanmış. Yanmasını istediği binasına izolasyon yaptıranların varlığını duyunca, “Oh my God, ben nasıl bir ülkeye düştüm?” diye panikledim… Haydarpaşa Garı davasında 2 işçi ve 1 işveren 10’ar ay hapis cezası almış, diğerleri suçsuz bulunmuş. Biliyorum, 10 aylık hapis cezası paraya çevrilir. Sanırım Türkiye’de yangın çıkarmak iyi bir şey.</span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;">Rüzgârlı günler, bina yakmak için çok uygunmuş. Yanıcı maddelerin yanında kıvılcımlar saçan kaynak makinesi çalıştırmak yeterliymiş. İzolasyon işçileri yangın çıkarmama eğitiminden geçmedikleri gibi, alevleri görür görmez binadan ilk önce onlar kaçarmış.</span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;">Mesleklerin gizli işlevlerine dair başkaca örnekler de gördüm. Türkiye’de en karmaşık cinayetlerin katilini Müge Anlı adında bir televizyoncu kadın buluyor. Mahalle esnafı, uyuşturucu satanları yakalıyor. Polisler, yalnızca bazı linç olaylarında ortaya çıkıyorlar. İmamlar inşaatçılıktan, politikacılar emlakçılıktan para kazanıyor. Hatipler, televizyonlarda şov programı yapıyorlar ve ünlü şovmenlerden daha zenginler. Türkiye’de hatiplerin aldığı para Amerika’da bir duyulsa, korkarım, bazı papazlar Hıristiyanlık'tan çıkabilir.</span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;">Bu ülkenin banka güvenlik görevlileri ise, bambaşka bir mucize… İlk zamanlar her problemde şube müdürüne çıkardım. Müdür ve memurlar sık sık değişiyor, her yeni gelene kendimi tanıtmaktan bıktım. Bunu gören güvenlikçi bir gün beni kenara çekti, “Mr. Pokus, müdüre çıkmayın, ben sizin bütün sorunlarınızı çözerim, onlar geçici, ben kalıcıyım,” dedi. O günden sonra güvenlikçiye danıştım, işlerim hiç aksamadı.</span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;">Güvenlikçi çok becerikli adam, bir bakıyorum otomata sıkışan parayı çıkartıyor, bir bakıyorum bilgisayarı tamir ediyor. Jeneratörün bakımından o sorumlu, kredi isteyen müşteri için referans veriyor. Şubeyi o yönetiyor bence. Sıra bekleyen bir kadına doğum bile yaptırmış. Kız doğduğu için bebeğe onun ismini verememişler. Geçenlerde arabamın motorundan çıkan sesi beğenmedi, kurcaladı, ses düzeldi.</span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;"><br /></span><span style="font-family: inherit;">Türkiye, bankacılık sisteminde yeni bir model deniyor sanki. Kapıdan yönetilen bankacılık sistemi… Gözlemlerimi Amerikalı meslektaşlarıma rapor edeceğim, bilinen mesleklerin gizli etkilerini gelip bir incelesinler. Profesör olarak ben neleri eksik yapıyorum, Türk profesörlerden ne eksiğim var, işte bunları da kısa sürede öğrenmem gerekiyor. Kariyerimi başka türlü parlatamam.</span></div>
</div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-31643934912866890252014-10-16T14:11:00.000-07:002015-11-29T08:11:33.231-08:00Hayatın Resimleri - Detay<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSxjagXH0mH0P4-3CHX7uIOr88Ai61jQ_TvDkOfNc-Kl6W-Xq7qPo2K1uVwLuLj5x4CHzrzb56x0C9SGKNLLkK5EPX6tXeW4uF5iv0nrkTrK6FtdsbFF0HmUsS0VKeTa9qZAHVKmsruBZd/s1600/11054356_10153160781629868_8948848159338070656_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSxjagXH0mH0P4-3CHX7uIOr88Ai61jQ_TvDkOfNc-Kl6W-Xq7qPo2K1uVwLuLj5x4CHzrzb56x0C9SGKNLLkK5EPX6tXeW4uF5iv0nrkTrK6FtdsbFF0HmUsS0VKeTa9qZAHVKmsruBZd/s1600/11054356_10153160781629868_8948848159338070656_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjf_IJPMZ7v3RZ6s3LoTaSsa3HE1iKvbot5uaKShhyphenhyphenEU_FA9EaIbjgqHB8BgmU0c5WBWWfdiXKxXm62gJKqT4d8smGWCZbqWkbYby-Qi9rOsAxVKJqi3IB5WtKkm5TYrSfIRFjR0WR63z9P/s1600/10685787_10152849602204868_2094615355958964488_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="478" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjf_IJPMZ7v3RZ6s3LoTaSsa3HE1iKvbot5uaKShhyphenhyphenEU_FA9EaIbjgqHB8BgmU0c5WBWWfdiXKxXm62gJKqT4d8smGWCZbqWkbYby-Qi9rOsAxVKJqi3IB5WtKkm5TYrSfIRFjR0WR63z9P/s1600/10685787_10152849602204868_2094615355958964488_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSVUYceK8BNw8g2xCU5v7yPmfuI3PdY_h6SgLwlDa1rLNBgJUN0wr0RNYd-H7osIcdB54zuZARqOd9t78vpt2FTolp49pFmdAHxTfTegTHRrKVWMsIud2orP8Nq4LEJ-DZgluaoToHcJmE/s1600/1517643_10152466687324868_4555600514619016020_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSVUYceK8BNw8g2xCU5v7yPmfuI3PdY_h6SgLwlDa1rLNBgJUN0wr0RNYd-H7osIcdB54zuZARqOd9t78vpt2FTolp49pFmdAHxTfTegTHRrKVWMsIud2orP8Nq4LEJ-DZgluaoToHcJmE/s1600/1517643_10152466687324868_4555600514619016020_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5281489989341809410.post-86133185342381289902014-10-14T23:57:00.001-07:002015-09-13T15:10:06.445-07:00Prof. H. POKUS'un Günlüğü - 5: "İmdat"<div style="text-align: left;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
</div>
<div style="text-align: left;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit; text-align: justify;"><br /></span>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhk-iRWsGqMYie3dUQiwoqju8rUxEZV2lpfV_Voa7W1nbimTCPCKrCpWBHWxJ-p46YCzb5SoJTLR3hc-32PQkIMeuGcmWgp-YFAyvgm8Putx4E9Zgkiv6ZgenSn7Y26_DGaqZJMcB8VKX9p/s1600/profpokus.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhk-iRWsGqMYie3dUQiwoqju8rUxEZV2lpfV_Voa7W1nbimTCPCKrCpWBHWxJ-p46YCzb5SoJTLR3hc-32PQkIMeuGcmWgp-YFAyvgm8Putx4E9Zgkiv6ZgenSn7Y26_DGaqZJMcB8VKX9p/s320/profpokus.jpg" width="310" /></a><span style="font-family: inherit; text-align: justify;">Türk arkadaşlarım beni çok seviyor ama birbirlerini sevmiyorlar. Düşman gibiler. Kaç gruba bölündüklerini kendileri de bilmiyor. Üniversitenin en sevilen hocası seçildiğim gün bana bir vazo verdiler. Sevinçten zıpladım, ağladım. Gerçeği sonradan öğrendim, oy birliğiyle seçilmem için rektör emir vermiş. Bunu demokratik bulmadım, vazoyu geri vermek istedim. </span></div>
</div>
<div>
<span style="text-align: justify;"><br /></span></div>
<div>
<span style="text-align: justify;">Rektör beni teselli etti, eğer bir Türk seçilseymiş, üniversitenin huzuru kaçacakmış. Desteklemese bile seçimi kazanacağımdan eminmiş, o sadece sonucu garantilemeye çalışmış, inandım.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;">Herkes birbirini kötülediği için Türk arkadaşlarımın iyi yönlerini keşfetmek hep bana düşüyor, yoruluyorum. Bir süre önce üniversite yönetimi Türk vatandaşlığına geçmemi istedi. Nedenini sordum, yabancı kadrosundaki akademisyenlere iktidar partisinin isteklerini yaptırmak zormuş. “Burası özel üniversite değil mi?” diye itiraz ettim, “Artık özel üniversiteler de hükümete bağlı,” dediler. Türk vatandaşlığı önerisini reddettim. İktidarın baskısından korktuğum için değil, Türk arkadaşlarımın düşmanlığını kazanmamak, bir Türk gibi dışlanmamak için reddettim. Yabancı olarak çok sevgi görüyorum, böyle mutluyum.</span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;">Türklerin birbirlerine düşmanlık etmeyi nasıl öğrendiklerini biraz araştırdım. En ilginç bilgiyi apartman görevlisi İmdat’tan aldım. “Bizde düşmanlık ailede başlar,” dedi. Kendi ailesinden birçok örnek verdi. Hala, teyze, amca ve dayıları babasına, babası da onlara düşmanmış. Sayılamayacak kadar kuzeni olmasına rağmen kuzensiz gibi yaşıyormuş. Düşmanlık, büyüklerden çocuklarına aktarılırmış. Bir tek halasının kızı Satı'yla arası iyiymiş. Çünkü Satı'yla evliymiş. Türklerde akraba evlilikleri, akraba düşmanlıkları kadar yaygın... İmdat, akraba evliliğinin risklerinden korkmuyor. O da bir akraba evlliği çocuğuymuş. Durumunu anlatırken zekasından ve normalliğinden o kadar emindi ki, bilimsel doğrulardan kuşku duydum.</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;">İmdat, ailenin en zenginiymiş, tüm akrabaları onu kıskanıyormuş. Beni ikna etmek için sahip olduğu arsa ve dairelerin tapularını gösterdi, kendimi fakir gibi hissettim ama kıskanmadım. Kıskançlık duygusuna yabancıyım. 8 kardeşi varmış. Kardeşleriyle arası iyi değilmiş ama ilişkileri henüz düşmanlık düzeyine gelmemiş. “Şimdi sırası değil, babam ölünce düşman oluruz,” sözüne şaşırdığımı görünce, “Biz miras bölüşmeyi bilmeyiz, mutlaka bir maraz çıkar, düşman oluruz,“ dedi.</span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;">Burada komşular da birbirine çok çabuk düşman oluyor. Üç gün önce apartman yönetim toplantısında kavga çıktı, otopark tartışmasının sonunda boğazı sıkılan adam “İmdat!” diye bağırınca, İmdat hemen yetişti ve adamı kurtardı. İmdat, servis için çağrıldığında genellikle ortada görünmez. Meğerse insanların ses tonundan ne isteyeceklerini anlar, boş yere kendini yormazmış. Sık sık gittiğim o güzel kafe, ortaklar anlaşamadığı için kapandı.</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;">Türkiye’de hiç kimse kendini özgür ve mutlu hissetmiyor. Galiba özgürlüğü ve mutluluğu hep birlikte aramadıkları için böyleler. Kendilerini güvende hissetmiyor ama birbirlerinin güven duygusunu yıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Türk çalışma arkadaşlarımın hepsi bana güvendiğini söyleyerek sırlarını paylaşıyor. Ben sırlarımı kendime saklıyorum, başıma bir bela gelmesin diye... Bu ülkede şimdiye kadar hiçbir şey öğrenmediysem, mutlu yaşayabilmek için Türk vatandaşı olmamak gerektiğini öğrendim.</span></div>
</div>
</div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/13127675767334898574noreply@blogger.com0