Günlükleri ele geçirilen Prof. H.Pokus'un Türkiye'de bir üniversitede kaçak çalıştığı sanılıyor. |
Geçen hafta inanılmaz bir keşif yaptım. Türklerin sihirli
cümlelerinden birini, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” demeyi öğrendim.
Öğrenmekle kalmadım, cümleyi tam sekiz farklı durumda kullandım. Biri dışında
aldığım sonuçlar mükemmeldi.
Bu sözün etkisini önce bir öğrencimin üzerinde denedim.
Derste sürekli kız arkadaşıyla konuşuyordu, ben de ona, “Hey, kapa çeneni, sen
benim kim olduğumu biliyor musun?” diye bağırdım. İngilizce değil, Türkçe
bağırdım. Hemen sustu. Uyardığım gencin kız arkadaşı, “Bizimle böyle konuşmaya
hakkınız yok!” diye itiraz eder gibi oldu, biraz bocaladım. Ama kısa zamanda
toparlandım, “Ben Amerikan vatandaşıyım, ona göre ha!” karşılığını verdim,
sesleri çıkmadı.
Ders bitince, ikisi odama geldiler, defalarca özür dilediler.
Gelecek yıl Master için Amerika’ya gideceklermiş, vize almalarına engel
olmamdan korkmuşlar. Amerikalıları üzenlerin vize almasının zor olduğunu
söylediler. Gözlerinde korku vardı, inandım.
Bu ülkede satıcıların çoğu beni kazıklıyor. Sihirli sözü,
kazıklanmamak için de kullandım. Meydana yakın büfenin sahibine kötü
kötü baktım, otoriter bir ses tonuyla, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Şimdi bana 5 bira, 2 büyük Coca-Cola, 3 paket cips ver!” dedim. Adamın rengi
soldu, eli titremeye başladı. Aldıklarım için, daha önceleri ödediğimin
yarısı kadar para verdim, gururla büfeden uzaklaştım. Gerçek fiyatları o
kadarmış, üniversiteden aldığım aylık ücrete 200 dolar zam yapılmış gibi
hissettim.
Türkçem güzeldir ama taksi şoförleriyle anlaşmama hiç yetmemiştir.
Beni genellikle en uzun yoldan götürürler, itiraz etsem dinlemezler. Farklı bir
Türkçe kullanıyorlar sanki… Taksiden inerken birkaçının “Hakkını helal et,”
demesini önceleri anlamamıştım. Bu söz, kazık yemenin kesin kanıtıymış. Helal etmenin
ne demek olduğunu kapıcımız İmdat’tan öğrendim. “Hakkını asla helal etme!”
dedi. Aksine, “Hakkımı yemişsen, haram ediyorum,” demek gerekiyormuş. Böyle
yapınca, bir taksici benden 5 lira eksik para aldı. Türkiye’de taksimetrelerin
ve benzin pompalarının fazla hesaplaması, tartılanların eksik olması normalmiş.
Kasaplar, ambalaj kâğıtlarını et fiyatına; tatlıcılar, ambalaj kutularını
baklava fiyatına müşterilerine satarak ek gelir elde edermiş.
Geçen gün taksiye biner binmez, “Sen benim kim olduğumu biliyor
musun?” dedim. Şoför, dikiz aynasından ürkek bakıyordu, ekledim. “Ona göre ha,
beni kısa yoldan götür!” dedim. Türkiye’de yaşamaya başladığımdan beri ilk kez
gideceğim yere en kısa yoldan ulaştım. 12 lira kazancım oldu.
Aynı yöntemi kullanınca, öğlen yemek yediğim lokantanın garsonu
içmediğim suyun parasını hesaptan sildi. Lokantaların âdetiymiş, su istenmese
de, hesaba en baştan yazarlarmış. Ben yemekte genellikle Coca-Cola içerim.
Hesapladım, bu güne kadar benden içmediğim 1000’e yakın şişe suyun parası
alınmış. Haram olur inşallah.
Sihirli söz, her gittiğimde saç tıraşımı farklı yapan
berberimi de etkiledi. “Abi siz bir bakanlıkta çalışıyordunuz galiba,”
dediğinde bürokrat tıraşı yapacağını anladım, dalgalı saçlarımı kısaltmasını
engelledim. İlk kez tam isteğim gibi saçımı
kesti. “Bakanlıkta küpe takmak serbest mi?” sorusu, bana
inanmadığını gösteriyordu. Amerikalı olduğumu, özel üniversitede çalıştığımı
söyledim, “Yabancı değiliz, biz sizin eyaletiniz sayılırız abi,” derken,
sırrımı çözmüş gibi gülümsüyordu. Yarattığım büyüyü bozmamak için konuşmayı
orada kestim.
Sihirli söz, yalnızca doğru kişilere karşı çok sihirliymiş. Bu
gerçeği, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Şu arabanı yolumdan çek!”
dediğim seyyar kokoreççiden öğrendim. O adam arabasını kenara çekti, “Sizi
tanıyorum Mr. Pokus, güvenliğiniz için buradayım” dedi. Kokoreççi, semtimizin
sivil polisiymiş, şaşırdım, bana yalnızca simitçilerin sivil polis olduğu
söylenmişti oysa. Kokoreççi polis, “Mr. Pokus, bu sözü sakın tinercilere
kullanmayın, bıçağı saplarlar,” deyince, şaka yaptığımı söyledim. Kokoreççi
polis bir kez daha uyardı, Türkiye’de şaka yaparken öldürülen çok insan varmış,
şakalarımı yalnızca resmi görevlilerinden, mafyadan korkan insanlara
yapmam daha doğru olurmuş. Öyle yapacağım artık.