8 Aralık 2010 Çarşamba
Torba Akıl
Anlayamayan Adam’ın kafasını kurcalayan iki kavramdan biri “Çarşaf Liste”yse, diğeri “Torba Yasa”ydı. Çarşaf Liste meselesini anlamak kolaydı: İdare ve parti meclisi seçimlerinde bütün adayların isminin yer aldığı, en fazla oyu alanın seçimi kazandığı liste türüydü bu. Hayret, adıyla yarattığı çağrışımın aksine, adalet ve tutarlılık simgesiydi... Çarşafa dolanmayı da önlerdi mutlaka ama partiler genellikle nevresim takımı gibi listeleri tercih ediyordu.
Peki ya Torba Yasa? Hayatın her alanını Torba Yasalar sarmıştı. Kanunun torbalanmışı nasıl oluyordu? Sıklıkla bu yönteme başvuruluyorsa, diğer yöntemlerden daha mı şahaneydi? Örneğin, brokoli kadar bünyeye yararlı mıydı? Depresyonu önler miydi? Anlayamayan Adam, sorularına yanıt bulmaya çabalayacaktı.
Öncelikle torba adı verilen eşyanın toplumsal hayatımızdaki önemine odaklandı. İlk aklına gelen, tombala torbalarıydı. Bir zamanlar tombalacılar ellerinde kaçak sigara ve hatta kaçak viskilerle dolaşır, tombala taşlarını şıkırdatarak müşteri ararlardı… Torbanın sokak imajı sevimli değildi…
Irak coğrafyasında başa geçirilen torbaları hatırladı. Çuval adıyla anılıyorlardı ancak onlar da bir nevi torbaydı… Çuval, ambalaj malzemesi kategorisindeydi ancak adam döverken de kullanılırdı… Çuvala tıkılan adam zahmetsiz dövülürdü. Dayak atanların kimliği de saklı kalırdı böylece. “Bir çuval dayak” deyiminin kaynağını bulmuştu sanki.
“Ağzı torba değil ki, büzesin” sözünü bilmeyen yoktu… Demek ki en çok büzülmesi beğeniliyordu. Kıç tarafından torbalanan pantolonlar genellikle yakışıksız ve kalitesiz bulunurdu… Uyuşturucu satıcılarına “Torbacı” denirdi. Kısacası, torbayı iyi düşüncelerle bağdaştırmak güçtü. Bodrum’un turistik Torba beldesini, bir istisna olarak kenarda tuttu.
Artık sıra “Torba Yasa” kavramını ele almaya gelmişti. Karşılaştığı ilk bilgiler şaşırtıcıydı… Torba Yasa, birbiriyle ilgisi bulunmayan yasa maddelerinin hep bir arada oylanması yöntemine verilen addı… Elmaya “evet” diyen armudu da onaylıyordu. Roma Hukuku’nun bir parçasıydı… Siyasi rüşvete ve danışıklı aldatmacaya yol açtığı fark edilince de, yine aynı Romalılar tarafından milattan önce 98 yılında yasaklanmıştı. Yani bugünün Türkiye’sinde, tamı tamına 2.108 (iki bin yüz sekiz) yıl önce yasaklanan bir kanun yapma yöntemi kullanılmaktaydı. Bu durum parlamenter sistemimizi matlaştırmaz mıydı?
Roma Hukuku dersi fakültelerde terk edilirken, Roma hukukçularının bile utanıp yasakladığı bir yöntem hangi niyetle egemen kılınmak isteniyordu. Roma kurnazlığı, Şark kurnazlığından tatlı mıydı? Toptan evet veya hayır demenin neresi demokratikti? Bu hesaba göre geçen yaz oylanan referandum da torbaydı… Birileri çıkıp, “O referandumda bazı yasaları torbaya atmayı unutmuşuz, şimdi onları da kabul etmiş sayılıyorsunuz” dese, kim itiraz edebilir bu Torba Mazeret’e?
Geriye kalan can alıcı birkaç soru daha vardı: Torba Demokrasileri savunmak, Torba Yazarlara mı düşerdi? Torba Yasalarla yönetilenler, zamanla Torba Akıllı mı olurdu? Birbiriyle ilişkisiz konuları hep bir arada ele alıp, hiçbir konuyu kendi koşulları içinde değerlendirmeyenlerin sayısındaki artışa bakılırsa, sanki öyleydi...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
id="wobsbn"> Web Analytics
!>!>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder