10 Kasım 2009 Salı
Küresel Orman Masalı
Bir varmış bir yokmuş, küresel ormanda yaşlı bir aslan yaşarmış... Kral aslan artık hem hantal hem de takma dişliymiş. Andropoza girdiği belli olmasın diye hızını kesen uzun yelelerini atkuyruğu yapmaktan, motosiklete binmekten ve lif kopartıcı marjinal sporlardan kaçınıyormuş.
Önemli kısmı toplu villa imarına açılan orman küçüldükçe, sayısı azalan otoburların kaçıp saklanma becerileri iyice artmış. Gözünü ve karnını doyuramayan aslan, diğer 6 yırtıcıyı bir gün toplantıya çağırmış. Akbaba’nın kuşbakışı değerlendirmesine göre G-7 insanının durumu da aynıymış ama onlar küreselleşerek sorunlarını halletmişler. Ormanda da benzer bir sistem kurulursa, doymak kolaylaşabilecekmiş.
Ormanı küreselleştirme kararı, oybirliğiyle alınmış. Orman hayatının eskisi gibi olmayacağı, yemlik hayvanların dışgüdülere kulak asarak yaşayacağı, yarı resmi orman ajansları ve TV kanallarıyla tüm ormana duyurulmuş. Bu hesaba göre; tavşanlar hızlı koşmayacak, ötücü kuşlar kanat çırpmayacak, ceylanlar gerdan dekoltesini saklamayacak, yaban öküzleri GDO çayırlıklarında otlayacakmış örneğin...
Bu fikre önce saksağanlar inanmış, ardı sıra diğer hayvanlar… Bir tek kirpi anlamamış, ormansal küreselleşme politikasını. Meğerse kirpide kirli propaganda alerjisi varmış. Ayrıca o, hayatı sorgulayan bir yapıya sahipmiş. Oysa durumu anlamak değil, inanmak gerekiyormuş... Yeni orman düzeni taraftarları, kirpiyi inandırmak için bir ayağı kopuk kaplumbağayı elçi yollamışlar.
“Kirpi kardeş, bırak direnişi, büyük düşün!”
“Senin sol ön ayağına ne oldu kaplumbağa kardeş ?”
“Çakalın birine kaptırdım.”
“O sırada kabuğuna neden çekilmedin?”
“Yenilikçi olmamakla suçlanmamak için.”
“Senin durumuna düşmeyi asla istemem.”
“Her tehlikeye karşı diken topu olmanın yararı yok… Bana inan dostum.”
Kirpi, bu yeni inanışa kurban gitmemek için aslanın her kral seçiminde dillendirdiği bir diğer inanç anlayışıyla karşılık vermeyi denemiş, tosbağaya.
“Bu benim tanrısal refleksim. Başka türlü hayatta kalamam ki... Bazı hayvanlar saldırganlık, bazıları da kendini koruma içgüdüsüyle yaşamak üzere yaratılmıştır?”
“O eskidendi, doğanın kanunları da değişti artık.”
“Beynim inansa, bedenim inanmaz buna… Tehlikeyi görünce, hemen kasılıverir.”
“O zaman kas gevşetici krem verelim sana…”
“Karnım çok yumuşaktır… Ve üstelik gıdıklanırım.”
“Dikenlerini kestirelim.”
“Diken stilim bozulur diye korkarım.”
“Epilasyon yaptıralım.”
“Selüloitlerimden utanırım.”
“Hiç olmazsa, yeni düzeni onayladığını söyle sizinkilere.”
“Niçin söyleyeyim? Aslana, ‘Proteini soya fasulyesinden al, midene kelepçe taktır, parça et yerine cevizli sucuk ye, kan yerine pekmez iç’ diyen oluyor mu hiç?”
“Anlaşıldı kirpi kardeş, sen avanta peşindesin. Öyleyse sana AB fonu aktaralım… İhale verdirelim… Televizyonda program yaptıralım… Orman Nobel’i veya Oscar’ı kazandıralım… Orman Bankası’ndan kredi çıkartalım. Parasıyla orman anayasası hazırlatalım... Ne dersin?”
Neyse ki kirpi, küreselleşmiş insanlar gibi kel, kör ve ilkesiz değilmiş... Kendi küreselleşmesini gerçekleştirmek üzere apansız kasılmış, dikenli bir küreye dönüşebilmenin keyfiyle ormanda yuvarlanıp gitmiş.
Ali Sefünç
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
id="wobsbn"> Web Analytics
!>!>
3 yorum:
alibey, bravo aynen çocukluğumuzun masalalrı gibi yazıyorsunuz ama malesef mutlu sonu yok galiba.
Kirpi mutludur eminim...
Ali Sefünç
tebrikler çok güzeldi ....
Yorum Gönder