27 Ekim 2009 Salı

Yan Kaygı Diyaloğu


“Kaygılı görünüyorsun.”

“Evet, çok kaygılıyım.”

“Nasıl bir kaygı bu?”

“Temel kaygımdan uzaklaşma kaygısı.”

“Sen de uzaklaşma o zaman.”

“İzin vermiyorlar.”

“Kim vermiyor?”

“Temel kaygıma yakınlaşmamdan ürkenler…”

“Ürkünce ne yapıyorlar?”

“Üretiyorlar.”

“Ne üretiyorlar?”

“Yan kaygı…”

“Ne tür yan kaygı?”

“Her türlü yan kaygı…”

“Bu yöntem yeni mi?”

“Yeni sayılır.”

“Öncesinde ne vardı?”

“Yan zevk.”

“Örneğin?”

“Futbol…”

“Başka?”

“Batılılaşma arzusu… Porno film tutkusu…”

“Tamam, bu örnekler yeter. Ben şimdi şeyi merak ediyorum... Şeyi…”

“Neyi?”

“Yan zevkten yan kaygıya geçişin nedenlerini…”

“Yan kaygının etkisi, yan zevkten çok daha güçlü ve kalıcıymış. Her ikisini birlikte kullanmayı keşfettiler aslında.”

“Ne gibi yan kaygılar?”

“Yüzde kırışıklık, belde genişlik kaygısı…
Doymuş yağa doyamama kaygısı…
Garip isimli grip kapma kaygısı…
Kapalı sınır kapısı kaygısı…
Bize arka çıkmayan halklara arka çıkamama kaygısı…
Ismarlama teröristi iyi karşılayamama kaygısı…
Rol icabı ölen dizi kahramanını hayata döndürememe kaygısı…
Tarihi binaya çanak anten takamama kaygısı...
Dinlenen telefonda ölçülü konuşamama kaygısı…
Youtube’a erişememe kaygısı…
Baz istasyonu gölgesinde oturma kaygısı…
Adım başı günaha girme kaygısı…
Afrika’daki kabile çatışmalarının kaygısı…
Somalili korsana gemi kaptırma kaygısı…”


“Tamam, pes ediyorum, bu kadar yeter… Temel kaygılarımı depreştirme lütfen. Merak ettim, senin temel kaygın neydi peki?”

“Sahi ya, benim temel kaygım neydi? Memleket mi, istikbalim mi? Yoksa temel kaygımı hatırlayamama kaygısı mıydı, en temel kaygım?”

Hiç yorum yok:

id="wobsbn"> Web Analytics