1 Haziran 2009 Pazartesi

Geri Adım

Zaman tünelinde 'geri adım' dönemleri vardır. Geri adım atanlar genellikle birbirine benzerler. Öyleyse, reenkarnasyona mı inanmak lazımdır?


Ali Sefünç


Falih Rıfkı Atay'ın "Çile" adlı kitabının 62' nci sayfası :



Gülmek



Tuhaflık Sanatkarlarından biri 1952 yazında demiştiki:

- Sahnede eskilerle de alay ediyorduk, gülüyorlardı. Şimdikiler kızıyorlar.
Nitekim gazetelerin verdiği havadis doğru ise bundan böyle hususi tiyatrolarda memurlar bulunacakmış. Bunlar büyüklerimize takılmak saygısızlığını gösterenleri mahkemeye vereceklermiş.
İşsiz kalmamaları için biz bu sanatkarlara küçüklere takılmalarını tavsiye etmekten başka ne yapabiliriz ? Tek gülelim de kendimize gülelim.
Bu münasebetle gazetelerde karikatürü görünmez olan bir Fransız hükumet adamının, demekki artık unutuldum, diye azap çekmesi hatırımıza geldi. Fransız zekası durmadan büyükleri ile alay eder.
Komik türkücülerin başlıca konularından biri, cumhurreisleridir. Dumerq'in bekarlığı üzerine nice türküler yakılmıştı. Evlendikten sonra ise zavallı adamın bir daha adını bile anmadılar.
Takılma sevimli kılar. Bunu yalnız somurtkan şark ve çatık kaşlı diktatörler anlamaz. Rusya'da mizah ve karikatür yoktur. Hitler'in ne kendisi, ne de Almanyası gülmüştür. İngiliz milleti ise imparatorluğunu mu, yoksa alay dehasını mı, ikisinden birini kaybetmekte seçmeli kalınca hangisini tercih edeceği bilinmiyecek kadar bu sanatın zevkine ve keyfine varmıştır.
Mustafa Kemal alaycı idi. Yakınlarının takılmalarını ne kadar hoş gördüğü de şimdi gözümüz önüne geliyor. Bir gün çiftlikteki ilk köşkün önünde oturuyorduk. Çiftlik ziyanda idi. Atatürk hasis değilse de hayli tutumlu olduğundan, para kaybetmeyi sevmezdi. O gün yine geçen yılın zarar hesabını vermişlerdi. Henüz hiçbir ağaç olmıyan bu bozkır parçasının o köşesine bir havuz yapmışlar. Suyun içine de renkli ampul koymuşlar. Hava kararınca fiskiyeyi işlettiler. Mavili kırmızılı yeşilli sular fışkırdı. Atatürk bir bomboş, tamtakır toprağa, bir de renkli su yelpazesine bakarak :
- A be Mustafa Kemal, sen çiftçi misin? Hayır. Baban çiftçi mi idi?
Hayır. Ziraat okudunmu? O da hayır. İşte bilmediği işe girişip parasını kaybedenlere sular bile güler, demişti.
Kendi kendisiyle de alay etmesini biliyordu. Çünkü zekası ince, hissi, ruhu ince idi.


Ekim 1954













Hiç yorum yok:

id="wobsbn"> Web Analytics